Vicdan azabı gibi bir anda geldik
kahverengi gözleriyle gözgöze.
Bir avuç kahır çöktü, şu yaralı gönlüme.
Bak, der gibiydi kırılıp sallanan sol bacağına..
..............
Artık tek bacaklıydı yeniden gördüğümde,
sık sık gelip gidiyordu balkonuma.
Bazen ekmek, bazen buğday ve su.
Kaderin ona verdiği dezavantajı
birlikte kapatmaya çalışıyorduk.
.............
Bir iki yıl sürdü dostluğumuz.
Usulca geliyor,
tek bacağıyla zorlukla duruyor,
ürkekçe yemini yiyip
derin derin bakıp
geldiği gibi gidiyordu.
............
Çok zayıflamıştı son zamanlarda,
bir kanadı da yaralı.
- Az kaldı, dayan diyordum,
önümüz bahar, sonra yaz.
Atlatalım şu kışı.
Nisan'ın ortalarına doğru
düştü komşunun kiremit oluğuna.
Özenle yardım edip çıkardım.
Sanki iki damla yaş göründü
hüzün dolu gözlerinde.
Son bir gayretle uçarak gitti
bir bilinmezliğe.
Bu son görüşüm değildi onu!
Her sabah camdan bakıp,
onu aradığını biliyormuydu gözlerimin ne?
.............
Üç gün olmuştu görmeyeli
bir anda gördüm, tek bacağı havada.
Sırtüstü yatıyordu tam hizasında penceremin
komşunun kiremitli damında.
Bir şeyler koptu gitti içimden..
Sabahın erken saatleriydi,
uzun uzun baktım.
Yattığı yerden alıp, bir mezar bile kazamadım.
Günlerce kaldı, sonra bir anda yok oldu.
Nasıl göründüyse öyle kayboldu.
Ama hep gözlerimin önünde
tek bacağıyla mağrur duruşu,
derin derin mahzun bakışı.
Topal güvercin,
Dert ortağım, kader arkadaşım.
Biliyorum üzmek değildi beni maksadın,
ama üzdün
hemde çok...
Birol Hepgüler.
Birol HepgülerKayıt Tarihi : 31.10.2008 16:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Onun da canı vardı.
Öteki canlı ile iletişim kurabilmek, yüreğe işlenmiş sonsuz sevgiden olmalı. Saygıyla kutluyorum.
Selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (46)