YARALI GECELERİN ŞARKISI
Bu gece yine yıldızlar küsmüş gökyüzüne,
Ay bile saklanmış bulutların ardına.
Bense burada…
Sessiz bir şehrin en karanlık sokağında,
Bir ömrün ağıtını yazıyorum adını fısıldaya fısıldaya.
Yüreğim paramparça…
Gözlerimde biriken her damla,
Kayıp bir hatıranın çığlığı gibi
Süzülüyor yanaklarımdan.
Biliyor musun,
Her gözyaşım bir vedanın cenazesi gibi ağır…
Sen gittin…
Sonbahar yapraklarının hışırtısıyla,
Rüzgârın uğultusuyla,
Kırık hayallerin omzuma yüklediği acıyla.
Ne bir el salladın,
Ne bir söz bıraktın geride…
Sadece sustun…
Ve sustuğun yerde binlerce fırtına koptu içimde.
Bu şehir, senin gidişinle öksüz kaldı,
Sokak lambaları bile ışığını kaybetti.
Her köşe başı senin gülüşünden yoksun,
Her duvar adını haykırıyor,
Ve ben…
Ben hâlâ o duvarlara yaslanıp ağlıyorum,
Yaralı gecelerin şarkısını dinler gibi…
Hani birlikte kurduğumuz hayaller vardı ya,
Birlikte yaşlanacağımız günlerin düşü…
Hepsi yarım kaldı,
Hepsi yüreğimin mezarlığında sustu…
Bir tek ben kaldım,
Kül olmuş bir ateşin başında
Üşüyen ellerimi ısıtmaya çalışan bir yabancı gibi…
Şimdi anlıyorum…
Kimi ayrılıklar sessiz,
Kimi vedalar kelimesiz olurmuş.
Ama en çok da kalbime dokunan
Sensizliğin gecelere bıraktığı bu kanayan şarkı…
Eğer bir gün dönersen,
Beni aynı yerde bulacaksın…
Gözlerinde umut arayan bir çocuk gibi,
Ama belki de çoktan unutmuş olacaksın adımı,
Olsun…
Ben yine de seni seveceğim,
Yaralı gecelerin şarkısında bile…
Kayıt Tarihi : 20.11.2025 12:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!