Yaralı ezgi #1 Şiiri - Orhan Korkmaz

Orhan Korkmaz
51

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yaralı ezgi #1

Sesin düştü içime,
eski bir hatıranın çatlağına sızan yağmur gibi.
Kim bilir hangi rüzgâr savurdu seni,
hangi gece büyüttü bu sızıyı?

Bir şarkının içinde unuttuk kendimizi,
bir dizeye tutunduk belki de,
kaybolan çocukluğumuz gibi,
bir şehrin terk edilmiş sokağında…

Dudaklarında titreyen o hüzün,
gözlerinden düşen o eski hikâye,
derin kuyuların fısıldadığı bir ağıt gibi
boğazımıza düğümleniyor.

Ah be kardeşim,
kim bilir kaç yara gizlidir sesinin koynunda,
kaç uykusuz gece yankılanır her notada?
Sonsuz bir yankıya dönüşüyor içimizde,
dokunuyor en kırık yanlarımıza…

Kelimeler yetmez bazen,
bir ezgi, bir nefes
bin yılın acısını anlatır.
Ve biz,
bir anlığına da olsa
kendi yaralarımızı severiz o seste…

Karanlık bir odada yankılanıyor sesin,
duvarlar bile susuyor, dinliyor seni.
Bir yangın gibi ağır ağır sarıyor içimizi,
kül kokuyor her nota, her nefes.

Hangi düş kırıklığı böyle keskin bir iz bıraktı?
Hangi vedalar, hangi yarım kalan sevdalar?
Kaç mevsim geçti gözlerinden,
kaç sonbahar eksildi içinden?

Bir şairin unuttuğu dize misali,
bir şehrin silinmiş ismi gibi
tutunuyoruz nağmelerine.
Ve her melodide biraz daha kayboluyoruz.

Ah be kardeşim,
sesin ruhumuza işlenmiş bir yara gibi,
her mısrada biraz daha kanıyor,
her notada biraz daha derinleşiyor.

Sığındığımız limandı belki de şarkılar,
bilmediğimiz uzak şehirlerin
bir sokak lambası altında bekleyen hüznüydü.
Sen söyledikçe biz sustuk,
sen anlattıkça biz dinledik…

Ve en sonunda,
kendi acımızı senin sesinde sevdik.

Orhan Korkmaz
Kayıt Tarihi : 7.2.2025 04:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!