Bambaşka zamanlar ötesinden bir çıkıp gelsen
Güneşi sereceğim Ayaklarına..
Biliyorum
Gri akşamların hüzünlü gafletindesin hala
ve hummalı hayallerinin yorgun başını
mavi tadında bir yastıkta dinlendirme telaşındasın..
Tüm telaşlarını gözyaşımda savurup usulca sokulayım yüreğine,,
bulutların dağılsın,,
sesin boğazımda düğümlensin,,
bin yıllık uykusuzluğunun gözlerindeki cinnetini dizlerimde uyutayım
Ürkek parmaklarım sevdalı şafaklar doğursun saçlarında..
Bir tek cümlenle tükenecek ve
benliğini gizeminde yitirecek kadar savunmasızım şimdilerde..
Acılarına tutuldum
ilk ve tek yalvarışımdı acıların;
Namlunun ucunda sundum yüreğimi acılarının ayak izlerine,,
kavganın en tapılası haliydi oysa acıların
dağların en yüce sevdasına saklanmıştı..
Kirpiğimin firarisi uykularım
hayaline esir düştüğünden ve yüzünü yastığıma çizdiğimden beri
yorgun başımı nereye emanet edeceğimi bilemiyorum..
Titrek zavallı bir gece lambası bile resmine bakarak kutsallaşıyorken
arada uzanan mesafeleri yumruklayıp
çıldırmak düşüyor bana..
Delirmişliğimin flaşı patlıyor asi gözlerinin içinde
ve ben şakağına ulaşan en gizli düşünün paçasından tutunup
soluğuna sığınıyorum..
Ömrümden düşüyorum kendimi,,
Ömrüm Yüreğine düşüyor..
Acıyla barışma hayallerimin son durağında
Çocukluğum yırtıldı gözlerimde..
Hayallerim kimliğinden korkanların mekanına sıkışmış
Ölmekle kalmak arasındaki zamanların sonuna on kala
Yaralı akşamlara serdiğim ecel mısralarıyla
Yüreğinin duvarlarına sapladığımda bakışımı
Tüm sinsi coğrafyaların ölümüne neden oldun SEN..
Sevilay YücedağKayıt Tarihi : 24.6.2008 01:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)