Yaralayan Rüzgar Şiiri - Kenan Kara

Kenan Kara
219

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Yaralayan Rüzgar

Kendi gölgesinin üzerine düşmüş bir avareyim
En uzun boylarında gölgeler karanlık çöküyor, biçareyim
Kaçmakla kurtulamayacağım bir dert içinde kalbim, el pençe divaneyim
Kapandı sansın çocuklar
Yüzümde hala taş izlerin, sersefil hengamedeyim
Zor değil ağlatabilmek timsahları
Daha büyüyecek
Bilmem kaçıncı ilk sandığım durakta sonuncu olacaktım

İşittik ve itaat ettik Rabbim
Karşı konulmaz bir çağrıydı derimin altında işleyen
Hint eli kadar uzak yerlerde
Tükettik bir ömür ki faidesiz, bereketsiz
Erdik, ayinsiz, karşılamasız buluşmaya
Saydım iki zeytin tanesi bir parça ekmek annemle aramda kuru soframızda
Top atışları, akşam ezanları, çocukluğum
Eyvah ki bilemezdik
Önce sakladık, avunduk, kuruttuk kelebek sevinciyle nurdan kanatlarını
Sam yeliydi, kırk parçaya ayırdı kırk köprüden geçerken, kırk gün boyunca

Öncü kuvvetler, birlikler, talimler neye yarar
Vakit mukadderdi
Rüzgarımdan korkar saklanırdı
İşittik arzı titreten keskin gümbürtüsüyle
Dünyanın sathı boyunca
Eğri büğrü inciler başlar üstünde, al gerdanda
Sor bakalım anlamış mı "anladığım zamanı"
Koş bakalım yola çıktıysan madem
Bulabilirsen heveslik eylediğim sonbahar düşlerimi
Görme bakalım, görelim daha nereye kadar sürükleyecek
Dicle'nin ölüme çağıran sessiz akıntısı insanı
Anladık ki asla üzülmezmiş
Merhamet pınarlarından doğmuş gibi görünse de ruhu
Her dokunduğumdan
Sevince taşlaşmaya başlayan yüzlerden
Boş ellerlerimle gerisin geri döne döne ağardı sakallarım
Eyvah ki gördüm, düştü maskesi müjdeler taşıyan serabın
Su göründü, nefesler tutuldu, eyvah aldandık

Çocukluğumdan beri tahkim ettiğim bir bendim vardı
Ne zaman canı sıkılsa
Külden bir kale gibi savurur
Öylesine mütebessim bakardı

02.09.2024

Kenan Kara
Kayıt Tarihi : 4.9.2024 23:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!