Genç adam yürüyordu kumsalda
Gecenin ikinci yarısında,
Dalgaların köpükleri çıplak ayaklarında.
Kimsecikler yoktu orada
Bir genç adam, bir de Yaradan ından başka.
Başını kaldırdı gökyüzüne,
Yıldızlar yoktu nedense.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok sevdiğim öykünün şiirleştirilmiş halini okumak güzeldi.... Başarınızı kutlarım Naime Hanım..... Sevgilerimle.....
..........................................
Bu güzel şiiri tekrar okumak çok güzel geldi.....
Kişi, yaşananlardaki olumsuz paylarını görmek istemediğinde,kendisine bu sürede yardımcı olanlara dikkat bile etmemesinde 'çok özel ilgi beklemek' gibi bir bencilliğini sergiler. ... 'Kendini çok önemsemek ve herkesten önde görmek'le eşdeğer olan bu duygu onu sıradanlaşmaktan uzaklaştırdığı için artık kim ne yapsa ona yetmeyecektir.... Ta ki gerçekle yüzleşinceye kadar.....
İnsanoğlunun başına gelenleri ve bu süreci yeterince sorgulamadığını .... birilerini suçlamak için olaylara yaklaştığını anlatan ve sonunda çok güzel ders veren bir öyküsel anlatım Naime Öğretmenim güçlü kalemiyle birleşince ortaya MUHTEŞEM bir şiir çıkmış.... İçtenlikle kutlarım Sevgili Öğretmenim..... Sevgilerimle....
Böyle bir şiiri seçip paylaştığın için de sana çok teşekkür ederim Sevgili Almula... Bilinçli bir seçim yaptığını düşünüyorum.... Sevgilerimle.....
İnsanın kendisiyle başbaşa kaldığı anlarda, ilk sığındığı, inandığı Tanrı oluyor ve duygular, o anda uhrevi dünyaya kayıyor ve iç içe bir yüzleşmenin ritülini hissediyor ve duyumsuyor insan ki; bu duygu ve duyarlılık çok güzel betimlenmiş ve dizelere yansıtılmış Naime Hanım, yürekten kutlarım sizi ve şiirinizi. Esen kalın, mutlulukların sizinle olmasını dilerim.
Bu güzel şiirde bir kez daha olmanın kıvancıyla Kutluyorum Naime Hanım....
....
Kulunun zor gününde her zaman yanında olan sadece o yüceler yücesi alemlerin sahibidir... O zor günlerde yanımızda olmasa nası geçer zorluklar. Nasıl aşılır onca zahmet?... Naif bir yüreğin iman ve inancının resmiydi yansıyan, gönül sesi ve kaleminden... Kutluyorum Naime Hanım Dostum... Selam ve Saygımla...++
Ben yine şiirdeyim..
Değerli Öğretmenimi ve 'sıra dışı' şiirini bir kez daha kutluyorum.
'Algılama farkı bu... Ya da 'yeterince algılayamama...'
İnsan işte.. Yaradanı yanında hem değerli, hem 'yalnız' sanır kendini...
Öyküsü 'kendi varlığını sorgulamam' anlamında sıra dışı, şiiri de aynen öyle Öğretmenimin kaleminden..
Kutluyorum içtenlikle..'
Sürrealist bir bir şiir bu. Gencin Tanrı ile konuşmasını eleştiriyorum; Tanrı, gerekli görmedikçe kullarıyla doğrudan konuşmaz. Tanrı'nın ayak izleri de olmaz ama Tanrı'nın suretleri, O'nun varlığına ilişkin delilleri daima vardır. Bu bir şiir olduğu için yaldızlı ve abartılı ifadelere yer verilmesinin şiir sanatına yabancı olmadığını düşünüyorum...
Yine de beğeniyle okudum...
vaybe ne kadar güzel bir şiir böyle kutlarım NAİME HANIM
Ben yine şiirdeyim..
Değerli Öğretmenimi ve 'sıra dışı' şiirini bir kez daha kutluyorum.
'Algılama farkı bu... Ya da 'yeterince algılayamama...'
İnsan işte.. Yaradanı yanında hem değerli, hem 'yalnız' sanır kendini...
Öyküsü 'kendi varlığını sorgulamam' anlamında sıra dışı, şiiri de aynen öyle Öğretmenimin kaleminden..
Kutluyorum içtenlikle..'
Bu güzel şiiri yeniden okumak çok keyifliydi rabbinin bize verdiklerinin değerini bilmiyoruz her aldığımız nefesin hakkını veriyor muyuz ne yapıyoruz sadece nefes alıp veriyoruz ya rabbimin bizden beklediklerine niye kulak vermiyoruz
açtık gözümüzü bir şefkat parlamasıyla
kucakladı bastırdı özlemle kucağına
okundu ismi sağ sol kulağa ezanla
öğren dendi fatihayı namazı salavatı
edin kendine iyi bir arkadaş olsun sana rehber
sonra bırakıldı rüzgarın savrulmasına
uydu nefis acizliğine dilinden düşürmedi küfrü
gözü alamadı haramdan ziyandan içim temiz derdi durdu
Çok hoş anlatımlı ve ders verici anlamlı bir şiirdi.Farklı düşünceyle Tanrı'ya inanışı da mükemmel bir şekilde dile getirmiş. örnek şiir olmuş. zevkle okudum tam puan +ant. kutluyorum. saygılarımla.
Algılama farkı bu... Ya da 'yeterince algılayamama...'
İnsan işte.. Yaradanı yanında hem değerli, hem 'yalnız' sanır kendini...
Öyküsü 'kendi varlığını sorgulamam' anlamında sıra dışı, şiiri de aynen öyle Öğretmenimin kaleminden..
Kutluyorum içtenlikle..
Bu şiir ile ilgili 49 tane yorum bulunmakta