yara gardaşındır
ciğerim kan bağında
bu kara yel candaşındır
sille yemiş felek ağında
yetim kalmış bir yanım var
kör kafeslere koyma beni
bir anamdan küllenmiş yangınım var
körük olup zehretme her anımı
yara gardaşındır
göz pınarlarım açık
bu dilsiz sırdaşındır
biraz delidir birazda kaçık
iki el arasında vurma beni
kötü bilirim senden gayrısını
arsız sanma sakın bu gideni
sen affetemzsen allah affeder eğrisini
yara gardaşındır
kurşun bükerim önünde
bu yol yoldaşındır
helal et hakkını,ölüm gününde
el sözü göz-göze baktırmaz
dilim yaralıdır sana laf etmem
gardaş gardaşı ateşte yaktırmaz
iki damarda bir kanız,ölene dek gaf etmem
yara gardaşındır
pamuk ipliğinde şah damarı
kimi oğlun,kimi arkadaşındır
bin öğütle haz etmeden,yedim şamarı
bir bastonda bilirsin ayağım
yollar aksak hadi düz eyle
bu densiz önünde, ister asayım ister boğayım
kış kapıda gel avlumu güz eyle
yalan kan emer hançer kenarından
kırmızı şarapla doluverir yürek çanağı
filiz çürürse bir ömür çalınır çınarından
ne bey kalır ne ağa,yıkılır boyalı konağı
yara gardaşındır
kör düğüm olan benim
yüreğinde burkulan mezar taşındır
ismini sorma,işte o benim...
Kayıt Tarihi : 2.7.2006 12:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yoruma açık
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!