batıyor derinlerine doğru kabukları soyuluyor kanamalarının ki kapattığında gözlerini derin bir karanlığa gömülüyor. giderek büyüyen içinde. ışıktan ve maddeden uzak ve kapsayarak kendini. tüm uykusu kaçmış halleriyle. daha derinlere, renksiz ve kokusuz bir yolculuğa çıkar gibi onarılmaz bir kırılmaya kanamaya dönüşüyor tekin olmayan coğrafyalara savrulur gibi toz duman...adım adım ulaşmak, gitmek veya kaçmak istediğin bir şeyin yaşam biçiminden. anlamlandırma, değer verme bulma ve kaybetme. bilindik ego tatminsizliği ve illüzyonları. beklentilerimize ait sorunları çözmeye asla yetmiyor...
Şiirler biriktirerek yaşamış olduğunuza inanırsınız yaşattığınıza kuytularınız da ki sağ omuzu'uzdaki meleğin şahitliğinde korkusuz sözleriniz solunuzdaki mecburiyetlerinizle yüzleşir. her sabah bir başka yüze günaydın demek kadar kaosu taşır caddeler ve sokaklar ki kendi kokunuz sinmiş harfleri koklamak onarmak ve yeni bir cümle kurmak için zorlarken, anlamını kaybeder yazmak. sorunsuz ve sonuçsuz sesler duymak istersiniz ve anlaşılmanın hazzını sonra...
İlk güne gidersiniz, ilk başlangıca yani tırnaklarınıza ve etlerine sonra saçlarınıza ulaşırsınız tel tel ki tümseğinde aynanın, en hasarsız kalan yanınızla yüzleşirsiniz avuç içlerin izden hemen önce...
Fark edilmenin fiziksel cazibesinin derin ayrılık sendromlarına denk geldiği bu günlerde, anlamını yitirir bir bir değerler ki kendimizden uzak kalmayı tercih ederiz kapatıp gözlerimizi ışığına güneşin...
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta