Ne zaman çökse
yüreğinin ateşi yüreğime
buram buram bir sevdayla
uçsuz bucaksız,
buruk ve hüzün yüklü
destanlar doluşuyor dilime!
Ve ne zaman haykırsam
özgürlük taleplerini tutsak halkların,
yıkıyor zulmün tankları, uçakları
yüreğimin derinliklerinde
köylerini, şehirlerini kürt çocuklarının,
Ve işkenceye çekiliyor emek kahramanları
kanayan güller gibi
faşizmin hapishanelerinde..!
Ne zaman düşse
yüreğime yüreğinin ateşi
yıldırımlı yurtlar gibi yanıyor dünyam
ve kopup gidiyor düşlerim
bir fırtınalı karanlık gecenin otağından!
Göçürülüyor kanlı dipçikler altında
tarih sahnesinden bir koca halk
yalnayak kadınlar susuz çöllerde
ve babasız çocukların
aç bakışlarında kanıyor zaman..!
Ne zaman delirse
hayalin gözbebeklerimde
ve çıldırtsa hasretin yüreğimi
meltemli dünyalar büyüyor engin denizlerde
bürüyor ufuklarımı sevdalı sabahlar
gülistanda bahar gibi yürüyorum yolları.
Ve govende duruyor zerdüştün kızları
karlı dağların yangınlı eteklerinde
yağız yiğit sevgilileriyle
atıp kollarından kalaşnikofları...
Ne zaman dağlasa yokluğun bağrımı
ve kollarımda ürperse tomurcukların
bir kızıl nar çatlatıp kabuğunu
saçıyor yeniden tohumlarını anadoluya,
Başlıyorlarb el ele tutuşmaya tüm emekçiler
bütün mazlumlar govende duruyor
kucaklaşıp öpüşüyoruz bütün halklarla...
5/6/2016
Melbourne
Kayıt Tarihi : 22.6.2016 05:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!