YAR'a Tutmayan Kabuk

Felç geçirdi AŞKtan ötürü iki aşık,
Kalpten yukarısı tutmuyor bedenin.
Akıl sayıklıyor kendi kendine
Ben neredeyim?
Zamansal buhranlar sarıyor beynimi,
AŞK bulantılarımdan kusuyorum sensizliği,
Sıvazlıyor sırtımı bir duvar misali.
Sevgili!
Sıvası kuru hayallerimin,
Artık SEN tutmazsın.
Yelkovan ısırdı,
Zaman, intiharın eşiğine geldi sabır taşında,
AŞk çatlasa o ölecek.
Yalnızlıklarımdan çalıp
Gecenin koynuna atmaya çalışıyorum
Ama tek gökyüzü yetmiyor ikisinin üstünü örtmeye.
Ya bir yanım açık kalıyor seni düşünmeden
Ya da içimde hep bir ağırlık oluyor
Seni ne zaman hissetsem.
Her zaman bu dünyadaki en ağır kişiyim.
Yerçekimini beni çektiği kadar ağır değilim.
Kalbimin seni çektiği kadar aşığım sana.
Kalp kırılışları seni tek parçaya ayırıyor
Her düşe dalışımda.
Düşe kalka hayaller seni beynime kuruyor çalar saat gibi
Salisede bir kalbim uyarıyor O nu düşünme zamanı diye.
AŞK tükürüklerinden kana kana iç çekişlerini içtim
Ve seni öyle bir içime çektim ki
Kalbini bende bırakmadan gidebileceğin tek yer var.
O da benim ikizim.
Beni bırakıp kendi içine gidebilirsin ancak
Kendini benden çalıp hırsız polis oynarsın
Ağaçların arasında koyunlarımı sayarak.
Benim rüyalarıma gel artık.
Gel de birden yukarısı söylenmesin
Lal olası ağzımda.
Satır başı dilenciler çıkıyor karşıma.
Harfleri sadaka diye veriyorum
Ve yardımlarım sensizlik olarak geri dönüyor bana.
Her dizede senden bir adım uzaklaşırken
Tüm başlıkları sana feda etmek saçmalamacası neden?
Beynimin kontrolü sende.
Cevabını bul kendi içinde.
Yitir birinci tekil şahsın şahsiyetini.
Pinokyoyu oyna bana insandan yapılmış tahta vücudunla.
Çoğul akışkanlığını bula kanıma,
Damlalar aksın köprü altlarımdan geçip
Senin AŞK terminalinde duracak olan.
Hayatımın yeryüzünden kalkmasına bir dakika kaldı.
Elli dokuz saniye feda olsun sana.
Son saniye beni silebilmek için yeter sanırım
Saman kağıda baskılı hayatımın kurşun tutmaz kitabına.
Bu kitabın kapakları biziz sevgili.
Biz birer iz kalalım tuğra basılmış dünyada.
Bu yalan ikimize yeter de artar bile...