O, parmaklarımın arasına “sevgi” yazdığım küçücük anlarda yaşıyor;
Nefes alırken baş harfi fısıldıyor içime.
Ağladığımda gözümde,
güldüğümde dudak kenarımda gizli
Sustuğumda kalbimde,
konuştuğumda aklımda.
Seni düşündüğümde, hayat siyah beyaz bir film karesi oluveriyor.
Boşluğunu hissetmek,
her gün hayaletinle dans etmek,
bir kuyunun karanlığına dalmak.
Siyahın bir anda tüm renklerin olması,
çiçeklerinin yapraksızına tutulmak,
sevmenin boş bir kümeye dönüşmesi.
Tüm dünya damarlarımda akarken ağlayamamak,
karanlığa alışmak gibi seni sevmek.
Her fırtınaya razı,
Rüyalarda sana sürgün olmak.
Her rüya sonken, yalnızlığımla geceleri boyamak.
Görmediğim her gün, ilk günkü gibi karanlıktı.
Gurbette aşk sonsuzdu, her gece hep aynıydı.
Sürgünüm; en çok sana hasretim.
Fırtınada, ayazda hep dargın yüreğim
Her şafakta, her yudumda,
yenildim senden kalan tüm anlara.
Şarkımız tekrar çalana kadar bekle.
Dans edecek ruhlarımız,
hem aşk,
hem acı ile.
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 12:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her gece denizin kıyısında, dalgaların fısıldadığı özlemle oturuyorum. Gözlerimde senin bıraktığın boşluk, kalbimde hâlâ seninle çarpan bir sevgi var. O sonbahar akşamı, el yazınla bıraktığın mektup hala avucumda: “Gidiyorum, ama seni hep seveceğim.” Her dalga sesinde senin fısıltını, her rüzgarda kokunu arıyorum. Bu siyah beyaz dünyada, sevgimizin renklerini rüyalarımda buluyorum. Şarkımız tekrar çalana dek, ben bu fırtınalı aşkın hem mahkûmu hem şairiyim.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!