kanaletten akan su,
ağaçtan dökülen yaprakları taşır.
düştükçe kendin içine
gövdesi yanı başın.
taşınan dün aslında,
havuzun başında çomakla oynar gibi
gemiler sıra sıra,
kiril yazılarını gözlerim,
yarına dair vurur notları sulara.
dün taşınır ya bugünden;
güneş, su, insan,
her birinin içinde neler saklı.
hava çok sıcak,
şeftali tarlalarının arasında kalmış aydınlık,
karşı tarlada uç vermiş buğday başakları:
kimisi yolunmuş, kimisi sapsarı.
iki minare arasından gözlenir tebessümler
koparılırsa tutuklanacak bir yaprak
kaçırmalıyım merdiveni vurulmadan önce,
gökyüzünden inecek onca yıldız var iken.
kiril yazıları kazınmış her birinin üzerine
kaybolmasın hiç biri, dün taşınır bugünden.
hırsız yok dediler,
vurur gölgeleri karanlığa.
rüzgar eylül akşamınki kadar sert,
ayaklarım merdiven basamaklarında.
suyun dibine çökmüş parlayan gün,
içinde koşan çocuklar,
her birinin gözünden uçmuş bir yıldız.
çalınmış günler zamanın içinde saklı,
yaslanmışım ağaç gövdesine;
ben, aydınlık, yok oluş
ne güzel vurur havuz kenarı suları.
yapraklar - kiril yazıları - hırsız.
her birinin gölgesi düşer aydınlığa.
Bursa, 08.10.2014
Refik YeşilKayıt Tarihi : 11.2.2017 01:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
güneş, su, insan,
her birinin içinde neler, neler….
hava çok sıcak,
şeftali tarlalarının arasına saklanmış aydınlık,
karşı tarlada uç vermiş buğday başakları:
kimisi yolunmuş, kimisi sapsarı.
Gerçekten... Bilen varsa söylesin lütfen ya ülkemizin aydınlığı nereye gizlenmiş? Nasıl ve ne zaman çıkacak ortaya?... Kutladım değerli yürek sesinizi Refik bey. Okumaya değerdi... Nicelerine...Esenlikle...
Doğadaki doğal akış ve bu akışa tezat oluşturan insanlar ya da uluslararası ilişkilerdeki karmaşa ve anlamlarndırılamayan fiiler, kiril alfabesi ile benzeştirilmiş. Açıkçası Türki Cumhuriyetlerin kimilerinin kullanması sovyet rejimleri ile zorunlu dil olarak kabul ettirilen bu dilin, yine bu halkların birbirinden koparılması amacına yönelik olarak her birine ayrı imlalarla dayatıldığı bilimsel bir gerçektir. Hal böyle olunca, şiiri çözümlemek çok kolay gelmedi bana.
Sonuç itibariyle günümüz göz önüne getirilir ise aydınlık-karanlık, anlaşılırlık-anlaşılmazlık, haklı-haksız gibi çok zengin bir izlekle donatılmış.
Gün içerisinde takip edeceğim bir şiir. Gerçekten merak ediyorum bu şiiri. Bakalım şiir dostlarımızın ďüşünceleri ne olacak.
Mesela o gemiler de düşen yapraklar gibi ., adı Boğaziçi olan bir kanaletten akıp gitmezler miydi...
Kaleminize sağlık sayın Refik Yeşil...
yaslanmışım ağaç gövdesine;
ben, aydınlık, yok oluş
ne güzel vurur havuz kenarı suları.
yapraklar - kiril yazıları - hırsız.
her birinin gölgesi düşer aydınlığa.
Şiir içindeki üçlemeler, insan ve doğa çerçevesinde duyarlı betimlenmiş ve duygularınızı dizelere çok duyarlı yansıtmışsınız Refik Bey, yürekten kutlarım. Selam ve saygılarımla esen kalın.
TÜM YORUMLAR (6)