Küçüklüğümde bır kavak ağacı vardı
Upuzun boyu ve geniş dallarıyla
Rüzgarların vokalistliğini yapardı
Bizse bu türkünün gölgesınde büyürdük
Hiçbir şeyden habersız...
Aylar geçıyordu bir bir
Sayılı gün değilmiydi ki,
Günler de bıtıyordu bir bir..
Sonbahar gelince,
Kavak ağacı yapraklarını döküyordu.
Bizse o yapraklar yere düşmesın diye,
Sanki birinciliğe koşan atletler gibi
Boğadan kaçan toy matadorlar gibi
Düşüyorduk yaprakların peşine.
O kötü ve hazin sonu:
Yaprakların yerlere savruluşunu önlüyorduk...
Ve aradan yıllar geçıyordu..
Sayılı yıl değilmiydi ki..
Geçiyordu bitiyordu bir bir..
Ve bız de o kavak ağacının,
Yaprakları gibi savruluyorduk.
Rüzgarın yaprakları savurduğu gibi,
Zaman da bizi öyle bir savuruyordu ki...
Düştüğümüzde nerede olduğumuzu biz bile anlayamıyorduk..
Yapraklardan farklıydık
Yapraklar bizden şanslıydı
Neden mi?
Yaprakları tutan oldu
Bizimse elimizden tutan olmadı...
Kayıt Tarihi : 6.10.2006 13:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dilaver Bey, yaprak benzemeniz çok çok başarılı... tebrikler...
TÜM YORUMLAR (1)