En yiğit, kuyruğu pomponlu sincap,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Değerler sekerat, kalmadı hicap,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Ölmüşlerden farksız, Türk'ün sağları,
Kimliğinden kopmuş bütün bağları,
Yere batmış sanki, şuur dağları,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Bol bol karalanır, bol bol suçlanır,
Bazen dayanamaz, sessiz içlenir,
Bir kabul sayılır susan hiçlenir,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Kim doğru söylerse, hep göze batar,
Bir değil, beş değil, dert katar katar,
Sevinçle kalkanlar, hüzünlü yatar,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Zaman altın çağı; utanmazların,
Aldatırlar ama, hiç kanmazların.
Kulağı çınlasın hep yanmazların,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
İnsanlar düzenden umudu kesmiş,
Bugünden yarının telaşı basmış,
Unu çoktan biten, eleği asmış,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Eş, dost, yandaşların köşebaşları,
Menfaate kurban gitmiş başları,
Salınmış köpekler, bağlı taşları,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Borçlu esnaf, memur, köylü, şehirli,
Gelen gün, geçenden daha kahırlı,
Deva denen çözüm dertten zehirli,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da.
Yok olmaya yakın, var olmaktan çok,
Tanrı Dağı kadar Türklerde tam şok,
Hira Dağı kadar tek müslüman yok,
Yaprak kıpırdamaz Anadolu da...
Kayıt Tarihi : 19.11.2020 12:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!