Tuzlu bir denizin kıyısına uğrayan yaprakçık,
Damlalarında hazin bir alfabenin notasını mı gizledin?
Ben ki dokunduğum nakışlarında nakkaşene hayranken,
Buruk bir akşamda melodini kırılmışlığıma üfledin.
Hani hesapsız sevginin adaleti gözlerin!
Hani sesine hasret duyumlarımda,
Bu keşmekeşlik,
Neden?
Niçin?
Öfke yanan bir kibrite benzer demiştin,
Sönmedi mi elinde yakıp bıraktığın o son ateşin?
Badireler tufana mekanını bıraktığında,
Sen değil miydin,
Benim sabredişim.
Benim küçük yaprağım...
Okyanuslar geçtin,
Fırtınalardan fırtına seçtin.
Nuh' un gemisine düştün de,
Tutmadı mı ellerini ellerim?
Boynumu eğenlerden çok uzakta,
Sen varken boynumu eğmediğim.
Can dostunun yarası kanadığında,
Kendi yarama tuz eklediğim...
Neredesin?
Bitmezlik, dibi görünmeyen bir kuyudur,
Salınırken yoksa kollarından tutanın,
Güvensiz yüreklere medet bağlatır.
Kuyulardan geçersin.
Acı ile bitmezliğin ökçesine düşersin…
Bir kelime kolayca sayfalara konamaz.
Ağlayan gönül dermanını mısralarda bulamaz.
Bildin ki candan içre dost canın imiş.
Dostun canını yakansa dost gönüle ar imiş.
Ahvali böyleyse yaprak ile Çiğdem' in,
Küçücük yaprağım,
Söyle,
Neredesin?
Kayıt Tarihi : 23.6.2010 22:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!