elli bin şiir roman filan okudum yaprak dökümünü anlatır
elli bin filim seyrettim yaprakların dökümünü gösterir
elli bin kere gördüm yaprak dökümünü
düşüşlerini sürünüşlerini çürüyüşlerini yaprakların
elli bin kere duydum ölü hışırtılarını kunduramın altında
avucumda ve parmaklarımın ucunda
ama yaprak dökümüne rastlamak yine de burar içimi
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yaprak dökümünde hüzünlendim.AŞKA değdi o an ayaklarım.Yalnız ve çaresizdim ARNAVUT KALDIRIMLARINDA, yere düşen her yaprakta, ezilen kendimi gördüm. Şiir tadında birşeyler karalamak istedi yüreğim. Kalem dönüp, acıları dile getiriverince, kağıdım gözyaşlarına boğuldu. Kalem acı mı acı, kağıt dertli, bense sadece seyirci.
Nazım Hikmet ! bilemiyorum.. şiirlerine yorum yapmakta istemedim aslında... fakat Sonbapar işte başka nasıl güzelleşirki yaprak dökümü olmadan.. belkide hüzünler bir bir yaprak misali gidiyordur kimi gönüllerde.. fakat hiç bir zaman bir sonbahar sabahında sahipsizce düşen ve rüzgarlarda savrulan bir yaprak olmak istemezdim..maalesef öyleyiz heralde birazcık... evet evet öyleyiz.. belki bu hissiyatı ellibirbin kere tadanda vardır yüzbin kere tadanda hatta tadmaya devam edende vardır diyorum.. 'Bahane' Mihrace ye katılıyorum.. hürmetler hepinize.
şiir insanı gayet etkiliyor.
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta