YAPRAK, DAMLA
Yaprak, damla, damla toprak
Dalda rüzgar, gamla yaprak…
Hoca-Koca, Koca-Hoca,
Hazan vurur, dala şaplak.
Burnuma toprak kokuyor
Neden çınlıyor kulağım?
Gözler ihanet okuyor
Yalan söylüyor dudağın.
Ondört Eylül yağmur yağıyor
Balkon da sarma sigaram ve ben…
Aklım, fikrim sebep sağıyor,
Ha hoca, ha koca… sen istedin sen.
Mavilik saklanıyor bulutlara
İhanet saplanıyor umutlara
Mecburen yeniden sarılıyorum
Küfürsüz ve sitemsiz sükûtlara!
Diniyor yağmurun ahenkli dansı
Çöllere gömülüyor şeyh’in o valsı…
O gözlerde bulmuş olmalısın,
Kanını kaynatan o ilk avansı.
Ey yeminler eden, sarıl şaraba
Ey gemiler diyen; veda, haraba…
Bil ki öldü bende, o saf Biricik,
Ey üstatlar seçen, replik; maraba.
Usta evdeşine nasıl, firak dol denir?
Manken sevmişine, çırak bol denir…
Bana çile sana, sanat armağan,
Ulan Yürek Yağmur, Yılgın ol denir.
Adanasız, 14.09.16 – 14.47 Y.Yağmur
................
Kayıt Tarihi : 23.9.2016 01:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ey yeminler eden, sarıl şaraba Ey gemiler diyen; veda, haraba… Bil ki öldü bende, o saf Biricik, Ey üstatlar seçen, replik; maraba. Adanasız, 14.09.16 – 14.47 Y.Yağmur
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!