Jiletten keskin cümleler boğunca sevdayı
Çağlayan gibi köpürse de gönül
Gözyaşı bataryasından sağanak boşalır,
Güneşin uyumaya gittiği
Gecenin siyah pelerini altında
Kendini dışarı atan zavallı yürek
Evsizlerin gelin alayı benzeri sıralanıp
Kütük gibi uyuduğu yol kenarlarında dolanır durur,
Terkedilmiş şaşkın bir teriyer misali
Kristal berraklığı bir dürüstlükle
Hatıralar elenince hafıza gözerinde
Pişmanlık hissedilir öfke nöbetlerinin peşi sıra.
Ancak, nafiledir yapbozun kayıp parçasını bulmak
O saatten sonra
Anne yüzü kadar masum hayaller
Yaban kazlarıyla göç eder uzaklara,
Patlayan şekerden bulutların üzerinde
Zavallı bir deniz feneri gibi
Bir başına kalınca insan
Kedilerin sokaklarda türkü söyleyip devriye atmasına,
Ayın gökyüzünde raks edip kıs kıs gülmesine içerler.
Ardından sapsarı yedi başlı Yelbegen
Kedileri kovalamak ve ayı yemek üzere ruhtan fışkırır
Şairin yükünü dağ bile taşıyamaz artık
Elem duyguları kurşun olup yağdıkça.
İşte o anda
Bronzdan çarşaftır yaşam,
Ve şiir, fay hattına döşenmiş kaldırım taşıdır
Osman Akçay
Kayıt Tarihi : 8.7.2023 13:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, Traktatus Düşünce Sanat Dergisi'nin Mart 2025 tarihli 2. sayısında yayımlanmıştır.
Sonsuz selam, duâ, sevgi ve saygılarımla.
Sonsuz saygılarımla
TÜM YORUMLAR (2)