Kaybolup gidiyoruz bu hayatın içinde. Çoğu zaman umduklarımızı bulamıyor, üzülüp, kederleniyor, mutsuzluk girdabı içine atıyoruz ruhumuzu.
Elimizde tutamayacağımız şeylerin peşinde koşmak uğruna gereksiz heveslerin heyecanı içinde beyhude bir çabaya, zorluğa, katlanmak sıkıntısıyla boşuna çırpınıp duruyoruz. Niçin?
Derviş baba gibi bir lokma, bir hırka yetmiyor günümüz insanına evet, ama istiflememiz de gerekmiyor değil mi?
Elimizde olanla iktifa etmek, şükretmek çok mu zor? Hiçbir şeyi olmayanları hiç mi görmüyoruz? İhtiyacımızdan fazlasının başımıza bela olduğunu bile bile nedir bu bitmez, tükenmez hırs?
Hâlbuki hırs insanı merhametsiz yapar. Merhamet duygusunu yitirmeye başlamış insan ise insan olma vasfını kaybeder.
Rızkımızı kazanmak için çalışıp çaba göstermeli, geleceğe dönük bir takım planlar yapmalıyız evet. Lâkin bu dünyanın geçici bir durak olduğu bilinciyle hayatımızı sürdürmeli, ama az, ama çok elde ettiğimize içtenlikle razı olup Yaratan'a şükretmeliyiz ki huzur bulalım.
Çünkü şükürsüzlük Cenab-ı Rabbül Alemin'e c.c. isyan etmektir. Aman ha, kime isyan ettiğimizin şuur ve bilinciyle davranalım.
Yoksa son pişmanlık fayda etmiyor, kendimizi olmayacak işlerin peşinde koşarken boşuna heder edip sakatlamayalım.
Çünkü efendim, son pişmanlık fayda etmiyor.
Kayıt Tarihi : 24.9.2024 09:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!