Seninle ama sensiz geçen milyonlarca ömürlerce saniye. Sanki zindanlar yetmemiş de dünyaya hapsetmişler kendi kalbime başka birinin ruhuyla hapsolmuşum. Aslında buda bir çeşidi aşkın tek kişilik olanı. İki kişiyle yaşandığında dünyadaki en hayat verici olan ama tek kişiyle dünyaları dar eden bir duygu. En kalabalık anlarında hayatın kimsesizlik yada herkesle ama sadece sensiz. Sessiz bir çığlık, kuru bir göz yaşı, nefessiz bir rüzgar gibi anlamsız bir hayat. Sensiz hayat!
Onca duygunun içinde acıya yakın mutluluğa milyonlarca ışık yılı uzakta iken en üzücü olanı ışığa bile çok uzak olmak. Yastığın kılıfının arasına sıkışmış ve soğumuş bir göz yaşı en güzel simgesidir yanlızlığın. Geçmiyormuş gibi gelen ömür bitmiyormuş gibi gelen zaman anlamlarını seninle beraber yitirmiş bir ben. Anlamları verilmiş bir hayatın bile anlamlarını bulamamak sensizlikten ötürü.
En kötüsü papatya kokulu gülümsemelerin ardından kaybetmek seni. Tam tadına varacakken biten güzel tatlılar gibi. Bir tabak daha asla isteyemediğim sen. Tam kanacakken sana bir bardak daha içemediğim sen. Tam bağlanacakken hayata bir nefes daha alamadığım sen. Dünyalarca ama yanımda bir zerre olmayan sen. Bulutlar gibi güzel ama en az onlar kadar uzak olan sen.
Gidebilirdin; ki sende öyle yapmaya çalışmıştın aslında ama olmadı ki sen bende kendini unuttun giderken. Nasıl yaptığını ben hala anlamış değilim ancak inan ki ben içimdeki gitmiş senle yapamıyorum. Sabahları yanımdan kalkıp giderken sen hep el sallardın ama artık bende kalan aslın hep dünkü gibi el sallıyor ve ben buna dayanamıyorum. Başkaları buna hayal diyorlar ama senin benin yanımdaki yerin hala sıcaksa buna sensizlik denemez ki buna senlilik denir aksine ama sen bunu da anlamıyorsun. Tıpkı kalbimde yaşadığını anlamadığın gibi.
Gözlerimin görmeyişini senin gözlerinin bana açılmamasında olduğunu düşünürken anladım ki esas sebep onların bana hiç kapanmaması ve benim gözlerimin içine giren o aydınlık bakışlarının beni kör etmesinden kaynaklanıyor. Sen giderken bakışlarını bile bende unuttun. Nefesinin buğusu hala yanaklarımda hatta senin o büyüleyici sesin beni geceleri bazen hiç uyutmuyor. Peki ya kokuna ne demeli o da hala odamda. Beceriksiz hepsi buralarda kalmış.
Zamanın bana öğrettiği “giden heri dönecekse ona yolcu denir değilse o bir yitendir.” Sen gitmeye çalışırken; anlar daha da ıslanıyor sen gitmeye çalıştıkça ve o ıslaklık da o anlar da bir zaman sonra boğmaya çalışıyor beni ama bende kalmayı tercih eden sen buna izin vermiyor. İşte ben benimle kalmayı tercih eden senle beraberim şimdi. Senin sıcaklığında, senin gibi neşeli bir sesi, senin gibi taze bakışları ve tatlı bir nefesi var. Çok mutluyuz. Tek sorun elleri yok, tutamıyorum.
Tarihler boyunca yanlızlık...dövdü ama öldürmedi, kesti ama koparmadı. Hep aynıydı. Hiç değişmedi.
25.12.2001 00:06:20
Cem UçarKayıt Tarihi : 12.6.2003 18:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!