Aklıma bir şey geldi, Her yer Taksim, Her Yer Direniş Diyen bir sabi çıksa da dese ki,
YANLIŞ ÜSTÜNE YANLIŞ RECEBİM…
“Astı, kesti, vurdu, kırdı, böldü, parçaladı, dağıtıp un ufak etti, kandırdı, yalanladı, dolandırdı, burnunu her deliğe soktu, dinledi, karalattı, karaladı, aşağıladı, kükredi, kükretti, kıvırdı, çevirdi…….
Anlayacağınız bardağı ümüğüne kadar doldurdu! Sabır taşlarını çatlattı! Uyuyan yılanın kuyruğuna basıldı, uyuyan dev uyandırıldı!
Kral oldu, padişah oldu, eş başkan oldu, başkan oldu, mimar oldu, mühendis oldu, ebe oldu, hemşire oldu, doktor oldu, eczacı oldu, çevrecinin daniskası oldu! …
Anayasa, Yargıtay, Danıştay, HSYK, Meclis, Grup Başkanı, Yargıç, Savcı, Gazeteci oldu, yalnız yurdumuzdaki değil tüm dünya gazetelerine, televizyonlarına kafa tuttu! ... olmadığı şey kalmadı! .. Van minit (!) dedi, Yahudi ödüllerini, İsrail ticaretini kaptı!
Bir tek BAŞBAKAN OLAMADI.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman