Ben neredeyim?
Bu insanlar kimler?
Ne yapıyorum ben burada?
Neden karanlık bir dehlizin içinde kayıp gidiyorum? Bazen olur sorar dururuz kendimize birçok soru.Ne yaptığımızın farkına varmaya çalışırız ya da neden bu durumda olduğumuzun.Aslın da çözmeye başaramadığımız bu bilmecenin cevabı tamda önümüzdedir.B iz ne kadar kabul etmek istemesek de bir anda tokat gibi çarpar şamarı suratımıza ‘’işte’’ der.’’çözemediğin bilmecenin cevabı YANLIŞ KARARLAR,YANLIŞ HAYATLAR…’’
O an dank eder belki kafamız ben ne yaptım böyle. Teker teker verdiğimiz kararları tahlil edip başlarız kafamıza vurmaya ama çok geçtir artık. Biz o kararların bizi hamur gibi yoğurmasına izin vermişizdir. Bazılarımız belki bu hamurun malzemesinin kıvamını tutturur. Bazılarımız ama dozajı kaçırır ya da eksik malzeme koyar. Vay işte o zaman haline sen istediğin kadar uğraş o hamurdan hayat gelmez artık.
Sadece kendimize kızmamak gerek bence. Karar almamızı sağlayan etkenler ve insanlarda vardır hayatta. Zaten içimizde o insanlara hep kızgınızdır değil mi? Karar vermemizi sağladıkları ya da mecbur bıraktıkları için. Hayatlarımızda kazanan taraf olmamızı engelledikleri için.
Kararlarımızdır bizi içine alıp saran.Belki okuduğumuz okullar.Yapmak istediğimiz işler yerine yapmak zorunda kaldıklarımız.Belki de yaşamımızın temeli evliliklerdir.Kimisi çok doğru bir karar verdiğini sanır.Burada kararına etken sevgisidir.Bir bakarsın ki bazen doğru bir karardır bu sana mutluluk getirir.Huzur getirir.Bir bakmışsın ki tam tersi olmuş yanıp tutuştuğun bu karar sana pişmanlıkların kapısını açmıştır ömür boyu süren.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.