Karanlığın da hoş,
ben de bir hoşum.
kömür karası kalbimle,
yapayalnız,bu şehirde
bomboşum..
bu gece,hasretin kanıyor
göğsümün orta yerinde.
yokluğunu,
nasır tutmuş avuçlarımda duyuyorum.
öyle bir yoksun ki sevgilim,
gidişini bile özlüyorum.
ellerin vardı,
çiçek kokan ellerin..
tuttukça güçlendiğim..
gözlerime değince,
benliğimden geçtiğim gözlerin..
şimdi neredesin?
kiminlesin?
özlemin kadar büyük
sorular biriktirdim kendime.
bir hal var diyorum bu gidişte!
sanıyorum ki artık bitmeyecek,
bu bekleyiş de,
bu iç çekiş de..
senin de dediğin gibi,yine
işe yaramaz bir şairim işte..
ayrı yataklarda uyuyan,
ayrı sabahlara uyanan,
ayrı yollarda yürüyen,
iki yabancıyız artık.
çocukların olacak belki,
bana baba demeyen.
gülüşü bana benzemeyen,
dünyalar tatlısı bir kızın olacak.
fakat artık benim de
oğlumun adı Erdem olmayacak.
belki benim hiç oğlum olmayacak.
hayalinle birlikte
odama bıraktığın kokun,
şimdi ciğerlerimde
iflah olmaz,kapanmaz bir yara.
saçına taktığım karanfiller,
boynu bükük,vazomda
bahtımdan daha kara..
gidişinle yaktığın
içimdeki şu ateşi,
kahrolası yokluğunda
nasıl söndürsün Ankara ?
Kayıt Tarihi : 1.10.2017 11:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eylül,2015 / Ankara

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!