Terminalin içindeki kokuşmuş hava,
Dağıtılıyordu, içindekilere bedava.
Hacısı, hocası; keşi, leşi hep bir arada,
Teneffüs ediyorlardı, aynı havayı orada.
Demirlerin üzerine oturan yorgun kafalar,
Boylu boyunca yığılmışlardı, oturaklara.
Yol parasını düşüren zavallı adam,
Dışlanmıştı, biletçilerde bir an…
Tabiatın zenginliğinde kaybolan insanlar,
Onun benliğinde ne ar, ne de hayâ koymuşlar.
Yeni nesil sinsice benliğinden uzaklaştırılmış,
Bir çorba yapılıp, iyice harmanlaştırılmış.
Bu kayboluşa sessiz kalırken babalar,
Her gün buna şahit oluyor, yanık tarlalar.
Başağın yerden fırlayıp da göklere,
Yükseldiğini gördüm, yanık tarlalarda.
O başağın güzelim unu yoğrulmuştu,
Müslüman ülkelerdeki şaraplarda.
Ekini bitiren toprağın şarap suları,
Midenin kambur çukuruna dökülmüştü.
Eli nasırlı milyonlarca insan yığını,
Emeğinin şerbetini, efendilerine sunmuştu.
Bu yoksul insanların mazlum çocukları,
Bir yudum mamadan mahrum bırakılmıştı.
19/ 09/ 1992
Ankara-Çekerek Karayolu
Kayıt Tarihi : 6.7.2009 12:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Naime ÖZEREN
Değerli şiir dostu
genelde şiirler okuyarak
yorum yapıyorum
okuyucusunu yormuyan şiir akışı
geçişiler ve anlatım
ahenk içinde muazzam uyumlu
şiire tam puan
yazan ellere sağlık kutlarım
nice paylaşımlarda buluşmak dileğim le
salim erben
TÜM YORUMLAR (3)