Kenarları hafifçe kızarmış kayısı renkli bulutların, başıboş serseri çocuklar gibi gökyüzünde dolaştığı bir güz ikindisinde, kuşlarla, balıkçılarla, vapurlarla, ağaçlarla, adasıyla vedalaştığı o hayalet evi görmeye gitmiştim. Zaman o hülyalı günü var gücüyle silmeye çalıştıkça, onun pek güzel anlattığı sıradan anlara dair kısacık şimşek görüntüleriyle aydınlanan hafızamda kalan resimlerden en parlak olanı, nedense yatağın üzerine itinayla katlanarak yerleştirilmiş pijamasıydı. Kitapları, el yazmaları, mektupları, çalışma odası, küçük döner kütüphanesi, balıkçıların oltalarına takılan sessiz deniz bakışlı fotoğrafları değil, muhtemelen ütülemeye çalışırken yaktığı, mahcup pijamasıydı.
Tedirgin bir dokunuşla hemen uykusundan uyanacak gibi duran o ‘yaralı’ pijama, sahibinin gösterişsiz, sakin ama ihtiraslı hayatına ihanet etmekten çekinir gibi öyle sessizce kıvrılıvermişti yatağın ucuna. Kim bilir, belki de sisin, denizi yer yer yırtılmış soluk bir tül perde gibi örttüğü serin sonbahar seherlerinde, lodoslu çocukluk rüyalarına ve gizli günahlarına eşlik eden yanık pijamasıyla bahçede bir cigara tellendirip, adanın tek kır kahvesine doğru yürürken topal martılarla söyleşiyordu hikâyelerinde anlattığı gibi.
Öyle sabahlarda zihninden geçenleri değil, gönülden razı olduğu ‘suskun’ hayattan yüreğine neler sızdığını tahayyül etmeye çalışmıştım yaşadığı sürece çocuğu gibi baktığı vakur ada vapurlarından biriyle şehre dönerken. Geçmişi onun kadar incelikli ayrıntılarla hatırlayamıyorum doğrusu. Belki de ısrarla onun ‘tabiat ve insan sevgisinden’ söz edenlere inat, insanlardan uzak durmayı seçen bir adamın, dudağının kenarındaki kederli bir tebessüm gibi hayatına sinen yalnızlığını anlamaya çalışıyordum. Sonradan Sait Faik’in sağlam ve narin bir kuş yuvası örer gibi kendiliğinden şiirli mısralarla ölümsüzleştirdiği o basit insanlık hallerini, kurgulamaya bile fazla ihtiyaç duymadan yazdığı hikâyelerdeki o eksiklik duygusunu, biraz daha olgunlaşınca maneviyatımla ve kendi tecrübelerimle sezer gibi oldum.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta