Yanık elma kokuları...

İşte bu benim en iyi halim;
Simit sarar ellerim yokluğunun kavrulmuşluğunda,
Susamı bekleyen karıncalar misali
Üşüşür hayallerin,
Bilmem kaçınçı kez okunan mecmuaların etrafında…
Islanır yüzüm kokuşmuşluğuna inat hayatın,
Günah şarabın, şarap bir garip mahkûm
Feryatla figanın arasında…
Nereye vursa başını,
Kanar serçe atışı kalbimin
Duvar senin,
Ustası mı?
Erbabı işinin…
Üç ışık sızıyor
Parmaklarımın arasından
Birincisinde anam
İkincisinde babam
Üçüncüsünde sen oluyor ayın şavkı,
Son iki parmağım mı?
Oda cigaramı tutuyor…
Yalımı vuruyor,
Odun sobasının tavana…
Ejderhalar oluyor,
Elma kasalarının ateşi…
Bir prens saatlerce boğuşuyor,
Tam kurtaracakken
Dumanların prensesini
Başka kasa kalmıyor…
Üşüyorum çaydanlığım soğudukça
Titriyor beynimden geriye kalan ne varsa
Üzerime çekiyorum
Dünyanın tüm yorganlarını
Aldırmadan yanık elma kokularına…