Meltemsi bir esintiyle düşer ilk kıvılcım,
Yakan bir dans başlar yangının aleviyle,
Ateş damca sokulur, koca çınar kavalye.
Belki son tangosu,
Belki son valsidir,
Tutuşan dudakları ne kadar da asidir,
Yapışır bedenine koru kızıl alevin,
Flüt üflerken inleyen hüzzam, vuslatın sesidir.
Koca çınar dallarını sardığı belde,
Tutuşur yaprakları ateşle belde belde,
Köklerindeki hazan
Hazırlanırken kışa,
Külleri söyler falcı çınara, istikbalde.
Son vals mi?
Son tango mu?
Son dans mı böyle bu ne?
Garip bir korku düşer ihtirasın içine.
Çınar
Kavrulurken alevin yalazında,
Alev yeşilleniyor mevsimin ilkyazında.
Gülce tebessümlerde ateş,
Son kez nazında,
Ruha düşmüş haz efendim canana niyazında.
Ateşle dans
Sonunda bedeni kül olsa da,
Razı çınar
Ardınca meltemle savrulsa da.
Muhteris haykırıştı çınarın yalvarışı,
Yangının çıtırtısı,
Rüzgârın ıslığıydı,
Özlemin yüreğinde alev alev yanışı.
Kalemin şükrandaydı,
Uykusuzdu tüm gece,
Buyur,
Çöz bakalım
Sana bir bilmece?
22.Mayıs.2010 13.10
Ahmet İdrisoğluKayıt Tarihi : 14.6.2010 20:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!