Can tatlı, can şirin
Gökte ürkek bir güvercin
Çığlık çığlığa bir serçe kuşu
Daldan dala sıçrayan sincap
Delice koşan domuz yavrusu
Çalılıklardan kaçan tavşanı görmeyen kurt
Kurnazlığı para etmeyen tilki
Sürünmekten yorgun düşmüş yılan
Evini sırtında taşıyan tosbağa
Yaz gelip yatan cırcır böceği
Ayakları yanmış karınca
Kaçan kaçana…
Adımlarını sıklaştırdı tosbağa
Ama yavaştı çok yavaş
Karınca, bok böceği, tırtıl
Yüz binlerce yolcusu vardı
Kurt durdu nefeslendi
Ne çıtırtı bitiyordu geride
Ne duman ne yakıcı alev
Nede o cehennem sıcağı
Açtı ağzını keskin dişlerinin arasına aldı tosbağayı
Ve tilki yılana seslendi
Dolan belime…
Güvercinler, sincaplara
Sincaplar onlara yol gösteriyordu
İnsanları gördüler
İnsanlardan hiç korkmadılar…
Güvercinler, serçeler gagalarında su taşıyorlardı
Tavşan, tilki, kurt kuru otları birlikte eşelediler
Tosbağa kürüdü, porsuk planladı
Yılan, köstebek nemli toprak çıkardılar
Yerin yedi kat dibinden
Bak böcekler yüz binlerce gülleyi attılar alevlere
Balıklar su püskürttüler dereden
Martılar yardıma geldi
Bütün ağaçlar sarılmışlardı birbirlerine
Palamut fidanı teselli ediyordu sevgilisini.
Çınar ağacı sarılmıştı çocuklarına.
Önce bir serinlik yaladı yüzlerini
Sonra tüm gövdeleri ıslandı
Koşan çalışan insanları gördüler
Gökte demirden kuşlar uçuyordu.
Önce kızıl alevler azaldı
Sonra o cehennem sıcağı
Kâbus bitti dedi itfaiye çavuşu
Az soluklanalım deyip oturdu çınar ağacının gölgesine
Ve ayı söylendi..
Haydi herkes dönsün kendi dünyasına…
Zafer kazanmış ordu edasıyla
Yürüyüp gitti insanlar…
Kayıt Tarihi : 6.8.2008 23:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

orman sakinlerinin dilinide iyi çözmüşsünüz ve onlar gibi yaşamışçasına anlatımınız olmuş saygılarımla 10 puan
TÜM YORUMLAR (1)