Ben çok yandım
Çocukluğuma,
Gençliğime,
Ve sonrasına.
Ama en çok
Çocukluğuma yandım,
Oynayamadığım oyunlara,
Kuramadığım hayallere,
Göremediğim rüyalara
Gerçekleşmeyecek düşlerime
Hiç başlamadan yarım kalan sevinçlerime.
Dinleyemediğim masallara,
Yalnız uğurladığım gecelere,
Uykuya dalmadan önce
Beklediğim ellere…
Ben çok yandım be..
Gülümseyemediğim fotoğraflara,
Bir kareye sığmayan hüzünlerime,
Kimsenin anlayamadığı,
Benimse çoğu zaman unutmak istediklerime.
Olmayan misketlerime,
Avuçlarıma sığan tek şeyin
Hep kırık dökük anılar oluşuna yandım.
Ne ip atladım, ne uçurtma uçurdum,
Gökyüzüne bakınca bile
Sadece uzaklığı gördüm.
Dizlerim hiç kanamadı çünkü,
Hiç düşecek kadar oynayamadım.
Hep ürkek, hep sessiz,
Kendi içimde büyüdüm.
Ayakkabılarım hep eskiydi,
Ama hiç aşınmadı yollarım.
Bisikletim olmadı,
Hep bisikleti olanların peşinde koşmama yandım.
Çünkü çocukken,
İstediğini değil,
Hayatın izin verdiğini yaşıyorsun.
Sonra gençliğime yandım,
Daha başlamadan biten baharlarına,
Yük olup omuzlarıma oturan yıllarına.
Ne rüzgârda özgürce yürüyebildim,
Ne de adımlarımı hafifletebildim.
Bir kız vardı mesela,
Adı İlknur’du.
Açılamadım ona, ona yandım.
Her sabah aynı sırada otururdu,
Saçlarını omzuna atarken,
Zaman da sanki bir anlığına dururdu.
Göz göze gelmek için,
Saatlerce beklediğim oldu,
Ama o hiç fark etmedi.
Bir defterin kenarına adını yazdım,
Sonra sildim, kimse görmesin diye.
Kendi içimde büyüyen,
Sessiz bir yangındı bu.
Bir kez sesini duydum,
Yanımdan geçti,
Bana değil, başkasına gülümsedi.
İşte o an,
İçimdeki tüm yollar kapandı.
Ona değil, kendime sustum.
Yine yandım.
Sonra arkadaşımın babası onu almaya geldiğinde,
Pencereden bakıp,
Kendi kapımın önünde kimseyi göremeyişime yandım.
İlk kez karnemde takdir aldığımda,
Sarılacak kimsem olmayışına yandım.
Başarının alkış yerine,
Sadece “aferin” ile geçiştirilmesine yandım.
Sonra yine yandım,
Babamın elimi tutmayışına,
Annemin gözlerime bakarken iç çekişine.
Bayram sabahlarında yeni bir kıyafetim olmayışına,
Kimsenin kapımı çalmayışına.
Yandım ulan yandım.
Gençliğimde çok şeye yandım,
Yanımdan geçen otobüsleri kaçırdığıma,
Sinemanın önünden geçip hiç içeri girememiş olmama,
Bir kahvede oturup,
Sadece kendim için bir çay söyleyememiş olmama.
Bazı cümleleri hiç kuramadım mesela,
“Beni de dinleyin” diyemedim,
“Ben de varım” diyemedim,
“Beni sevin” diyemedim,
O yüzden sessizliğime yandım.
Ve en çok da,
Zamanında sarılmadığım için,
Sonradan sarılacak kimsem kalmayışına yandım.
Ben çok yandım,
Ama en çok
Çocukluğuma,
Ve hiç yaşanmamış gençliğime.
Yandım.
Kayıt Tarihi : 20.6.2025 21:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!