Yıl 1968
Çocuktum Garzan'da.
Kara tren ovalara türkü söylerken,
Demiryolcu babam,Yanarsu İstasyonu,
Ağabeylerim,ben,Mahsum ev sacı Mehmet.
Babamın kauçuk ayakkabıları sapan olurdu,
Mahsum'un maharetli ellerinde,
Zalim sapanların avladığı güvercinler,
Kebap olurdu Dino'nun mangalında...
Kahverengi tepeler tribün,kayalar seyirci.
Alkışlardı her golümüzü köpekler,güvercinler...
Bölüşürdü yorgunluğumuzu karpuz tarlası...
Orada herşey bizdik,
Alabildiğine ova,üç ev ve bir kaç çocuk.
Sınırsız özgürlük ve pembe demokrasi,
Ne polis,ne para ne okul...
Ne araba,ne agzete ne televizyon...
Yalnızca bir radyomuz vardı,onu da babam dinlerdi.
Radyoya dokunmak büyük cezaydı!
Bazen çay içmek istedik,
Annem:'Çayı ancak kaymakam içer' derdi.
Pazar dönüşü plastik topumuz gelirdi,
Yirmide devre,kırkta biter,
Patlayıncaya kadar oynardık,yorulan kim..!
Neler vermezdik ki,sazcı Mehmet'in bir türküsüne,
O da çok nazlıydı,
Bir güvercien bir türkü derdi hep.
Hep türkücü olmak istemişti bilmiyorum olabildi mi?
Saatimiz yoktu,kahverengi tepeler güneşi saklar,akşam olurdu
Yorgunluktan hemen uyurduk,
Bazen de babamın anıları,annemin masalları...
Narkoz etkisini gösterirdi,herkes mışıl mışıl...
Ne uykuydu be..! !
Issız bir adaydı Yanarsu,
Ayda bir Kurtalan'a giderdik,en güzel giysilerimizle.
Şimdi trenlere biniyorum bazen,
Yüzlerce istasyon görüyorum,
Hiç birinde çocukluğumun tadı yok!
Hiç biriYanarsu değil!
Ve hiçbirinde sazcı Mehmet,Dino,Mahsum Güvercinler yok!
Onların da arabaları,paraları,televizyonları var.
O çocukların lastik ayakkabıları yok!
Yamaçlarında karpuz tarlaları yok!
Artık büyüdüm,büyümez olsaydım!
Sazcı Mehmet İstanbul'a kaçtı,hiç dönmedi.
Tam otuzbeş yıl oldu
Mahsum Almanya'da elektirkçi,
Abim coğrafyacı,Dino çimento fabrikasında,
Ben de öğretmenim.
aramızda sadece biri yok,o da çocukluğumuz...
Kayıt Tarihi : 19.5.2007 21:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiri ara istasyonlarda doğmuş büyümüş ve trenler geçerken tanımadığı insanlara gülümseyen....el sallayan tüm çocuklara ithaf olunur..

Sazcı Mehmet İstanbul'a kaçtı,hiç dönmedi.
Tam otuzbeş yıl oldu
Mahsum Almanya'da elektirkçi,
Abim coğrafyacı,Dino çimento fabrikasında,
Ben de öğretmenim.
aramızda sadece biri yok,o da çocukluğumuz...
Çok duygu yüklü ve güçlü bir anlatım, çoçukluğa dair......
Ama....
'aramızda sadece biri yok,o da çocukluğumuz'...
Bu cümle müthiş etkiledi beni,
asla! gelmesi mümkün olmayan çocukluğum.........
Kutlarım sayın Eroğlu, iyi seneler.
TÜM YORUMLAR (23)