Onca kasırgalara rağmen
Hala güneşin altında esneyen
Kumlar kadar da değilsen,
Hakkındır huzur içinde huzursuzluğu aramak
Hakkındır mutluluk içinde mutsuzluğa koşmak
Hakkındır deli dalgalar gibi karaya vurmak
Ne diyebilir ki bir başkası inatla sürünmek isteyene
Buyurun, sokaklar, kurtarmazsa
Bataklıklar da senindir
Bat batabildiğin kadar.
Aklı deli mantığı zırdeli demeyeceğim sana,
Ömür denizimin derinliklerinde sünger avcılığı
Yapmanı da boş verdim
Neşene mi dert kattım, başına mı taş attım, keseni mi boşalttım
Güneşini mi yaktım, yüzüne mi yan baktım, yollarda mı bıraktım
Sormayacağım
Bekle bekleyebildiğin kadar,
Kırmızı çizgilerimi ihlal eden sen
Gözyaşların bu satırlarla buluştuğunda
Günlüğün bitmiş, kalemin elinden düşmüş olacaktır
Geri dönüşün imkânsız ve nihayetin için kendi duana bile
Amin demeye dilin dönmeyecektir
Gününü mü kararttım, gülünü mü sararattım, nerde azalıp arttım,
Özünü mü kavurdum, külünü mü savurdum, yoksa çok mu gavurdum
Diye de sormayacağım
Çek çekebildiğin kadar.
Ey izan fukarası sevgili
Karanlık yüzünün perdeleri aralandığında
Sanma ki hayat sahnenin perdeleri kapanacaktır
O kadar kolay değil
Kolay değil o kadar
Butün dünya kim olduğunu bilmeden, unutulman
Kolay değil alem ile bir tutulman,
Tüm gerçekler nilüfer çiçekleri gibi su yüzüne çıkmadan
İtaat ettiğin düşünceleri anadan uryan görmeden
Kolay değil çektiklerimin hesabını vermeden çekip gitmen
Kal kalabildiğin kadar.
Gözlerin görmeyip, dizlerin tutmadığında
Tanıdık gelsede sokaklardan çığlık sesi
O kadar kırdın ki beni
Değil alevinin üzerine su dökmek
Dönüp bakarsam namerdim
Yan yanabildiğin kadar
Kayıt Tarihi : 1.12.2008 10:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)