Yan yana can cana Şiiri - Celil Taş

Yan Yana Can Cana

(bu bir şiir değil aslında. bir anı olarak, bir mektup formunda okumanızı dilerim)

sevdamın titreyen mum alevi,
deli gönlümün sızlayan sevdası
mektubunu geciktirdim biliyorum
bağışla...

sen de biliyorsun ki
bazen güzel şeyler yaşayamıyor insan,
dişlerimi sormuşsun
aman gözünü seveyim
hiç açmayalım o konuyu
ve...
kimden duydun bilmiyorum
nasıl duydun onu da bilmiyorum
ama, öğrenmişsin işte
evet canım kalpten yana bir kriz yaşadık
doğru...
ama şimdi iyiyim sakın darlanma
kolay kolay ölmem ben
senin özlemin varken
senin sevdan varken
ölüm bana; vız gelir, tırıs gider
şimdi bunları geçelim kalbimin kızıl gülü

bugün kendi kendime söz verdim
sana güzel şeyler yazacağım

bugün, güzel bir gündü
güzel insanlarla bir araya geldim ki sorma,
hepsi ayrı bir değer,
hepsi ayrı bir güzellikte
ve hepsi
yurdumun şiir yürekli şairleri

biliyormusun canım;
ilk kez böyle bir Cumhuriyet bayramı yaşadım
onurlu ve gururlu
boğazın eşsiz manzarasında
hep bir ağızdan onuncu yıl marşını söylemek
kuvay-i milliye şiirleri okumak
Cezmi Ersöz'den şiir dinlemek
Gülten Kahraman'la kardeş türkülerini mırıldanmak
Hülya Ataoğlu'la kadeh kaldırmak
Erdal İrfan'a takılıp
o tatlı kızının patlattığı flaşlarla
değerli babası İbrahim Coşar'la aynı karede olmak
hele hele
bizlere ders verircesine
o kocaman yüreğiyle yazan
sevgili Nilgün Acar'la yan yana olmak büyük keyifti
haaa. birde sevimlimi sevimli bir tavşan kızımız vardı
Nuran Kara az kalsın atlıyordum onu,

bir yanda dost Muharrem Araz, Mazlum Zengin
diğer yanda üstad Mürsel Adıgüzel'le
şiiri konuşmak büyük keyifti..

biliyorum; şimdi belki de kızıyorsun bana
'ohhh' adamda ki keyfe bak diyorsun eminim
ama canım
ama bir tanem
gerçekten güzel bir dostluk vardı
bir sevgi vardı
Cumhuriyet vardı

haa, serpili biliyorsun
radyocu, hani bizim bu kete düşmanı serpil
onunla kibarlık yarışına girdik
balık yiyelim dedik
ama
zavallı lüfer başına geleceğinden habersiz
yatıyordu kuzu gibi önümüzde
ve
lüfer, lüfer olalı
böyle bir eziyet görmedi
belki de lüfer oluşuna bin pişman oldu
utanmasa, tabaktan sıçrayıp denize atlayacaktı
nedir elinizden çektiğim diye...

hele birde
gece ışık gösterileri vardı ki
iki köprü arasında
cumhuriyetin en anlamlı yılıydı buna inan birtanem
bu şölen birliğin beraberliğin en güzel gösterisiydi
boğazın derin ve serin sularında
teknede cumhuriyete gönül veren şair yürekler
üstümüzde alabildiğince yağmura rağmen
ıslanarak, hep bir ağızdan
onuncu yıl marşını okumak keyifti be gülüm..

dedim ya,
bugün güzel şeylerden bahsedeceğim diye
işte canım;
talebelik yıllarımı saymasam,
ömrümde ilk defa
evet evet ilk defa
ve hemde en anlamlı bir Cumhuriyet bayramını
gülten kahraman ve erdal irfanın tehditleri ile yaşamak
büyük keyifti be gülüm
lüfere ettiğimiz eziyeti saymasak..

evet canım
bugünlük bu kadar
yarın başıma ne gelir
ya da yarın ne yaşarım bilmiyorum
bildiğim bir şey var
o da;
seni sevmek, sol yanımın kırmızı gülü...

Celil TAŞ