Ağların ağlamaları ördüğü yalnızlık sarkacında sarılıyorum gidişlere. Yarlı yücelerde bağdaş kurup kanıtsız hatta anıtsız söylemlerinin gölgesine sığınmak çare olur mu? Sensizliğin hikayesini anlatacağım güneş tutulmasına.Sana tutuluşlarımı izleyecek karanlık düşler, bir gün yeniden gelmeler...Sevmenin ipsiz oyunlarda artık cambazların işi olmadığı bu aşk küresinde kırılgan nameler sunmasın hayat.
Öfkelerini tohum gibi ekmişsin yazılara,beni silmişsin uzun öykü kahramanlarında.Ben melankolinin yeni babası olmuşken yazın tarlasında,senin huzur çardağında başka gözbebeklerin ışıltısıyla mutlu olman gerekti.Yazdığın, her yazıda hüzünler,vedalar aşılı.
-Acep hani şu sildiğin,hani şu unuttuğun, hani umursamadığın asrın mecnunu benden kaynaklanmasın nemlican
Öfke öfke çiçeklerinden buket buket büyüttüm mahsul zamanı aşk çıktı gülüm.Sahte sevgilerin kanamış damarında kanamış, canımı verdiklerim.Yılgınlığın kırmızı şarabında seni içmişim ben değil özlemler, gelmeler, gitmeler sarhoş olmuş, Her fırtınada çadırımı toplamış,yüce yaylalarına gelmişim arılar gibi oğullanmışım gözleri nemli, yüreği demli bir geleceğin yeşilliğinde beklemişim seni.
Umutlarımı yeni doğan bebeklere vermişim, ağlayışlarına karışsın diye. Çığlıklarında mutlanmış, büyümeler sunsunlar diye huzurla beklemişim seni.
Mevsimler değişmiş,durmalar durulanmış, öğünmüşüm un gibi umut yolunda.Acılarımı yumaklara sarmış, sarmaş dolaş halimizin gölgesinde hep beklemişim nemlican.
Belemişim, yüreğindeki ahların dağ deviren tufanlarını.Esmişim,kırılmışım, küsmüşüm,uzak kalmışım,; ama bu yürek seni her duyguda unutamamış.. Sevdanın isimsiz tortularını biriktirmişim Fırat’ın,Dicle ile seviştiği Mezopotamya buluşmalarında.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta