Yamalı Karanlık Şiiri - Anla Despina

Anla Despina
93

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Yamalı Karanlık

Üstünü kapatamadığım
İçimdeki dalgalarla savruldum.
Kapatamadığım her yaranın yükü omuzlarımda kaldı.
Her türlü hicranın altında kaldım.

Yalnızken suret buldum.
Bitti derken, zahiri aştım.
Evveli çözebilmek için ahirden geçtim.

Tutup yakaladım derken hayatı,
her bir ucuna ayrı dağıldım.
Sarayım dedim; ben sardıkça
her santimi parça parça oldu gözlerinde.

Asayım dedim, ipi koptu gerçeklerimin.
Alayım dedim, binlerce uzağımda belirdin.
Ezmek istedim aşkımı ayaklarımın altında;
dile geldin.

Yeşerdin bileklerimde, sarmaşık oldun.
Sardın, baştan yazdın ayrılığımın kitabını.

Masum değilim artık, sanırım gökyüzü grileşti gittikçe.
Şiir okurken ağlamıyorum.
Günahlarımı ellerimle yazıyorum.
Giden günlerimin ardından bakamıyorum.

Kendi karanlığımın kilidini açıyorum.
Yapboz parçalarını yamalı fikirlerimle birleştiriyorum.
Anlamını karşılayamadığım hislerimi
yağmurlara sarıyorum.

Bir sazın ezgisini dinlerken
gecelerimin karanlığını saklıyorum.
Yüreğimi alamadığım derdi
yıldızlara sarıyorum.

Cesaret edemediğimde sayfaları çeviriyorum.
Alay ediyorum korkularımla,
erken çiçeklenen dallarımla.

Bir garip kuş olup sevmek istiyorum.
Sevdikçe büyümek, sevdikçe akmak istiyorum.
Sakin serzenişlerle anlatıyorum.

Bir ağacın dalında açıyor tomurcuklarım.
Sonra eksikliğini kestiremiyorum,
adını koyamıyorum baharımın.

Karanlık gönlümün kâğıdını kilitlerken
anahtarlarımı kaybediyorum.

Aklımın sende kalışı ile
divane geziyorum yedi katında âlemin.

Bir yanım sana, bir yanım dünya telaşına
Mecbur, en çok bunu biliyorum.

Anla Despina
Kayıt Tarihi : 17.11.2025 01:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


O gece, sahil kenarındaydık; dalgalar, ayın gümüş bıçağıyla kesilmiş gibi usulca kıyıya vuruyordu. Yanımızdan geçen insanlar, fısıltılarıyla geceyi doldururken, biz onları görmüyorduk senin gözlerin denizin derinliğinde kaybolmuştu. İlk öpüşümüz, rüzgârın tuzlu nefesiyle karıştı; dudakların, bir sır gibi dokundu benimkine, zamanı durduran bir an. “Bu sonsuz,” diye mırıldandım, elin elimde erirken. Ama hayat, o anı çaldı; sen gittin, ben kaldım, dalgaların omuzlarımda yüküyle. Şimdi, pencerenin önünde, yağmur camı döverken seni arıyorum. İçimdeki fırtına diner mi bilmem, ama o sahil gecesi, kalpte bir fener gibi yanıyor. Seni ezmek istedim unutmak için, ama sen yeşerdin, sarmaşık gibi sardın ruhumu. Gökyüzü griye boyandı, geceler uzadı; hislerimi yağmura, derdimi yıldızlara sardım. Korkularımla alay ediyorum, bir kuş olup uçmak istiyorum sana sevdikçe büyüyerek, akarak. Bir yanım hâlâ o sahilde, seninle; diğer yanım, dünyanın telaşında kaybolmuş. Dönersen, dalgalar diner; dönmezsen, özleminle yaşarım, o ilk öpüşün tadıyla. Sonsuza dek.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!