Geceye çağrılıydı kadın ve adam,
Adam bir başınayken,
Aralandı kapı,
-Konuşalım dedi kadın.
-Kabuk bağlamış yara mı, demiştik.-
Dedi adam…
Belki de istif edilmiş hüzündü,
İçimizde kabuk bağlamış yara.
Diye devam etti kadın…
Doğurduğunu beslemese, büyütmese
Anneye benzemese de,
Hüzün yaralamaz, dedi adam.
Aksine,
"Besler, büyütür doğuranı." dedi kadın
Sebep?
diye sordu,
Dört odalı mahzene gizlenmiş,
Üçüncü çoğul şahıslar.
Cevap verdiler,
Yalımı geçer, iç yangını başlar közün.
Gelen geçer yürekten, bıraktığıdır hüzün dediler...
Nerede tabakam, nerede tütünüm dedi adam,
Kadın uzattı sardığı yarasını,
Yaktı adam, mum misali yarasını kadının.
Üflemedi bile,
Bastı sol yanındaki yarasının üstüne...
Hüznün,
En kesif karanlığına
Alıştı gözleri…
Işıdıkça ortalık,
bitti simüle vuslat
sırlanıp kaçtılar yamalı bohça karanlıklarına...
Ah hasret,
Ah hasret,
Ah hasret…
Kayıt Tarihi : 3.11.2022 13:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!