l
yıkılmaya yüz tutmuş sözcükleriyle
yankısı eski bir dağın, uzak
gecenin kuytularında
sığınıyor korkularına başkalarının
kara sanat barkları, bir yahudi müzesi bodrumunda
saçları boncuklu eflatun kadınların
iz sürerim gözlerine, günahı boynuna
okunmayan bir duvar gazetesi gibi boynu bükük
Santana dinliyorduk eskimiş bir ceket gibiydi kış
bebekken ölen çocuklarını düşünüyor şimdi annem
babamsa bir hayatın kendi kanını akıtması
karanlık sokaklarını hesaba katarak
burası en damsız girilen yeri gecenin
sen de gel..Kırık bir fil dişi
yatağının yanıbaşında
20. yüzyıl hayal kırıklığı aslında
sinirli bir barış, yabancılaşmış
İmge bile karanlıkta eli bıçaklı
bir zorba gibi çıkıyor karşıma
yüreğin en manda gönü anlarında
sivile yazılmış bir mektup, alkollü ve muzdarip
gagasından öptüğüm klarnet
Deli Selim çalıyor bir yerlerde
‘Edirne’de doğruca Manolya’yı bulacam’
bir yanım korkunç ıslak, bir yanım şataraban
sislenmiş bir gençliğin dalgın tapınaklarında
yakıcı bir kadının alevine çöpçatarak
afrikalı ritimlerini sevdiğim o puşt gibi techno müzik
kendi meridyenlerimin avurtlarında
ll
dur şu gülüşü de seyredeyim sonra giderim
içimdeki hippy’i özgürleyerek
fişlenmiş anılarımı tut biraz
kendimi hayata kodlayacağım
şimdi kurtarılmış bir bellekle çoğalıp
karışlamalı alnını kalabalıkların
sen ey terkisinde sahtiyan yalnızlıklar taşıyan gurbet
kara şalını doluyor işte akşam
kıvırtıyor cigaramın dumanı antenlerinde
'Nazım, çoğu yerde katakulliye getirildi moruk'
diyor, yenilgiler çetelesi bir adam
bana bir kahveyi bile çok görüyor garson kız
dudaklarımda savruk bir halk heyecanı
kıstırılmış gençliğime kına yakarak
rezil olma duygusunu da yaşamak gerek
sessiz filmlere ihtiyacımız var yeniden
sermayende biriktirip böyle güzellikleri
feriştah kanatlarınla nereye uğrun
kafanda o hapsedemediğin uçmak denklemi
hürriyeti rüzgarlı kuytulardan uzanıp
promete ışıklarıyla donatırım ben seni
Kayıt Tarihi : 25.1.2007 16:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)