Yalvardığım İçin Değil. Şiiri - Yorumlar

Çizgili Mavi
215

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ömrümün en berbat, en şedit ve en muzdarip gecesini geçirdim. Bu gece sabaha kadar; sabah olup da günün ilk ışıkları gecenin kör karanlığını, kör olası yokluğunu ve Allah belası vakitleri yere çalıncaya kadar, dermanlık bile olsa bir an olsun aklımdan çıkarmadan seni düşündüm…
Bu; öyle seni düşündüm, gözlerini düşündüm veya özledim türünden bir düş değildi. Acı veren, elem veren, cana tak eden, candan bezdiren, olmaz bir hülyanın peşinde bir ömrü heba ettiren türden düşünceler silsilesiydi. Seni düşündüm. Seni ruhuma hoş gelen nice hasletinle birlikte ruhumu bedenime ağır getiren türlü ezanla, cefanla, acınla, eleminle, kederin ve hasretinle birlikte yekpare olarak düşündüm. Yalnız seni düşündüm; yalnız olmadığını bilerek!
Tabii ki düşündüm Cennet gözlerini; zaten bütün mevzu da oradan çıktı! Bir çift asimetrik gözün bir ömrü esir aldığına şahitlik etmem; durduk yere gözümden akan yaşları sildiğimi fark etmemle başladı. Uzun süre gözlerinle baş başa kaldık, tek kelime etmeden belki saatlerce ağladık ve gözyaşlarımızı silmekten bile imtina ettik! Derinden bir nefes çekip ah ulanlarımla inlettim içimi… Avazım çıktığınca sustum bir dağ başında, bir başıma fakat gözlerinle baş başa!
Uyuduğunu düşündüm mışıl mışıl. Rüyalarda olduğunu, derin uykunda… “Yar uykuda ben yine penceremde, doğacak güneşi göresim gelir” derken şarkı; ben doğacak güneşten ziyade seni göresim olduğunu düşünüyordum! Güneşi de tıpkı kahve gibi, tıpkı bir yerlerden aşırılmış bir çikolata parçası gibi, tıpkı bir ‘nasılsın’ gibi, tıpkı bir ‘bi sigara içelim mi?’ gibi ve hatta tıpkı ‘seni çok özledim, biraz göreyim… Biraz seyredeyim güzelliğini’ diyemediğim tüm anlarda tuttuğum dümenlerden herhangi biri gibi dümen tuttum… “Yar uykuda ben yine penceremde, yüzünü göresim gelir” diye kan ağlarken yüzünü görüyordum inan bana. Bana inanmazsan kendine sor, o da söyleyecektir muhakkak; oradaydı çünkü!
Gönlüme düştüğün günden bu yana gönlümün, ruhumun, bedenimin ve tüm bu benliğimin bu kadar acı çektiği bir başka gece hatırlamam! Çokça sabah etmişimdir; uykusuz geceler boyunca gözlerimi tavana dikip bir an olsun kırpmadan çokça gözyaşı dökmüşümdür… Bu öyle değil. Bu öyle böyle değil. Bu; şu an ne yaparsam yapayım, ne anlatırsam anlatayım, o anki ızdırabımı tasvire kâfi gelmeyecek beyhude bir uğraştan öteye geçemeyeceğim bir zavallı acziyet! Bu; ölüm acısından beter. Ki öleyim şu an diye kaç defa dua ettim, kaç defa el açıp yalvardım ‘Al ulan şu canımı!’ diye, saymadım! Lan öldüm demiyorum sana, öldüm demiyorum… Ölemedim, ölmek istedim fakat ölemedim diyorum!
Seni düşündüm. Sen temalı bir düşler düşünceler silsilesinin; insanın bazen yüzünü güldüren, bazen gözünü yaşartan ve bazen de o gözlerini ufuklara daldırıp içini titreten güzel, acı, mutlu, öfkeli, mahçup ama tüm bunlardan daha ziyade yoksun hissettiren uzun, dolambaçlı ve çıkışı olmayan bir labirenti andıran keşmekeşinde, yalnız seni düşündüm… Yalnız olmadığını bilerek!
Bugün… Saat 16.30’da kahve yapacağım sana; gelsen de gelmesen de. Yalvarırım gel. Fakat yalvardığım için değil, gelmek istediğin için gel. Yalvarırım gel. Saat 16.30’da. Bugün. Tamam, 3 Aralık’ta da gelirsin! Yalvarırım gel. Yalvardığım için değil; bugün, saat 16.30’da sana kahve yapacağım için gel. Tamam görüşmüyoruz biz. Tamam, herkes bunu böyle biliyor! Gel kahve içelim. Yalvarırım gel. Yalvardığım için değil; gel de doğacak güneşi göreyim! Gel de Cennet gözlerini seyredeyim. Yalvarırım gel. Yalvarıyorum gel. Yalvardığım için değil; öldüğüm için, ölmekten beter olduğum için gel!

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta