Harabe bir evde,penceresiz kalayım.
Önümde bir sürü yığınla.
Tek başina
Yalnızlıklara sarılarak uyumaya...
Yerim burda olmadığını düşünerek
Kaçmak geliyor, içindeki Pişmanlıklarından.
Evet pişmanlıklarımızla bir yerlere sürüklemeyi.
Zaman direnmeyi
Insanların çirkin yüzüne, bürünenlerle
Samimiyetsizliğinde, samimiyete gitmeye...
Yüreği kaldırmıyor artık
Ve
Saçları ağırıyordu
Kaşları hafiften dökülmüştü.
Dukakları çatlamıştı
kahverengi gözleriyle isyan ediyordu kirpiklere.
Yere değiyordu... sonra utanarak.
İçinde eksik kalan birşeyler vardı
Belliydi mahçupluğu,
Kalbi kırıktı
Yokluğu,sabaha gidiyordu.
Sonra,dibe vurulanları görünce, arta kalanları içiyordu gelenlerle.
Sahipsiz bir cesedle ortalıkta dolanıyordu.
Ağlıyordu
Asılıyordu geceye
Renk değiştiriyordu.
Isınıyordu
Gözleri açıktı, sitem ediyordu
Ölüme kızıyordu.
Birileri fısıldıyordu
Elindeki acılar, avucuna sığamıyordu
Sigara bile öyle bir tütüyor ki,beyninde tümör olduğunu unutturmuyor.
Hafif hafif içine yakarken bile acı hissetmiyor.
Sonra ise acı rengi değişiyor hakikatla.
Ölüm bile beni unuttu diye,ağırları artıyordu,
Hayıflanıyordu kendi içinde. Bir zaman dilime girdiğini fark ediyordu.
Hatırlatanlarla dolup taşmıştı
Beyazlar bile beyaz değildi onun için, Kan bile rengini oksijenle kaybediyordu.
Anlık düşüncelerle baş başaydı
Yarını bile düşünmüyordu, bugünü yaşarken.
Uykunun sıcaklığı gelmişti,belkide birilerine yetişecek diye acele ediyordu.
Kayıt Tarihi : 5.4.2015 00:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!