Yeşil kanatlı bir baykuştu tüneyen
Öksüz bırakıp gittiğin kaldırımlarında kentin
Bir geceydi yıldızların döküldüğü gökten
Gözleri yaşlı, gönülleri kırık göçmenlerin
Bir de sarhoşların ve başıboş köpeklerin
Yollara düştüğü saatlerden bir saatti
Ölüm gibiydi sessizliği bulvarların
Bekçisiz parkların sırılsıklam çimenlerinde
İnan şarap kokuyordu toprak ellerimde
Uzarken yapışkan kaldırımlara gölgem
Bir gizemli, meçhul sis içinde
İpince yürüyordun yarı kör gözlerimde
Yalnızlıklar kentinin yorgun göçmenleri
En içli türküleri halice döküyorlardı
Ötede balıkçılar 'denizi söküyorlardı'
Yüzlerce insan ağlıyor gibi geldi bana
Görkemli gemiler ağır ağır çıkarken limandan
Ölümü soluyordu yüzlerce insan o an
Kızıl bir ampuldü ufukta güneş
Kar gibi erirken sis saçlarımda,
Gözlerimde ve avuçlarımda
Tezgâhlar kuruluyordu balık pazarında
Acıkan göçmenleri yalnızlıklar kentinin
Sabahını açıyorlardı yorgun gecelerinin
Yürüdüm yokuşlar boyunca bomboş
Yokuşlar boyunca seni düşündüm
Yürüdüm yokuşlar boyunca sarhoş
Anlatamam nasıl eziliyordu içim
Uykusuz gözlerim nasıl yanıyordu
Sensizliğe mahkûm bir kent uyanıyordu
Ekmek peşine insanlar çıkıyorlardı evlerinden
Paltolarının yakaları çekili kulaklarına
İnsanlar yürüyordu otobüs duraklarına
Yüzlerce insan ağlıyor gibiydi
Ben sitemler kuruyorken sana
İnsanlar ölü gibi bakıyordu bana
Bir anlamsız türküydü yaşanan bu kentte
Yüzlerce insan bakıyordu yüzüme görmediğim
Gözlerinde öylesi elemler benim bilmediğim
Anlatamam sana o zehirli tadı ağzımdaki
Kaçışımı anlatamam sokak aralarından
Giderek çoğalan gürültülerle her yandan
Zavallı göçmenleri yalnızlıklar kentinin
Terkederlerken yılgınlıklarını rıhtımda bir esime
Doldurdum kentin sensiz havasını nefesime
Kayıt Tarihi : 23.9.2003 14:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!