ikilemlerin içinde sürünen isteklerin yanılsamasında oynanan oyun
çaresiz bir zıvanadan çıkmayı getirdi beraberinde
el mahkûm…
ilticaya zorlanmış bir nemfoman düşünceler
arzuyla izlerine karışır hayatın
nikotin kokulu gecelerin ıslak bedenleri
enayi bir kabul ediş hiç gelmeyenleri
somurtkan renklerin en somurtanı yerleşmiş içine
ıskalanan her hedef tahtasında bir düş kırığı…paramparça
çemberin
içinden hiç çıkamadığın bir kodes
ayağına vurulan prangalarda içine vuran pas
yok olmanın var olmakla kesiştiği bir nokta
ıhlamur ağacı altında verilen küçük bir söz
mavi tutacak ellerinden
...yalan…koskoca
bukelamun günlerin boz bulanık saatlerinde
dans ediyor hastalıklı korkusu esaretin
nafile çığlıkları direnişlerin…sessiz
dil kilitli…anahtar nerede
kim vurdu kilidi dile
basireti bağlanmış yollar kapalı önünde
uzaklara saldığın yürek dönmez artık
ne fal kaldı ne falcı
söz dönmez ölümden öte
hamamlarda kırklanmış namusun karışmış kayıplara
aşk sandığın her sözde iğrenç tokadı gerçeğin
önünde yel değirmenleri
kılıcınla kana buladığın
akasyalardan dökülen yapraklarcasına düş taneleri
yitmiş tılsımı ince beklentilerin
ırzına geçilmiş en masum dileklerin
nihayetsiz bir yalan hayat önümüzde…riyakar
gözüne çekilen sürmenin karasında seyrediyor sorgusuz
16.03.2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 16.3.2006 14:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!