Yalnızlık Üzerine.. Şiiri - Emrah Çıkar

Emrah Çıkar
33

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Yalnızlık Üzerine..

Her insan ömründe en az bir kere yalnızlığı yaşamıştır, yalnız kalmıştır. Ama öyle sıradan bir yalnızlık değil, adam gibi bir yalnızlık..

Çevrenizde eşiniz, dostunuz, arkadaşlarınız vardır. Işıl ışıl parıldarlar, gözlerinizi kamaştırırlar bazen, bazen de yüreğinize, üşümesin diye yorgan oluverirler sözleriye, gözleriyle..

Siz ay gibisinizdir.. Çevrenizde, yörüngenizde yıldızlarınız vardır ve tabi gezegenleriniz kendinize yakın bildiğiniz. Çevrenizdeki yıldızlarla iyi geçinirken yörüngenize yeni yıldızlar, yeni yeni arkadaşlar da katılır. Değişim ve gelişime açık olduğunuz sürece bu böyle devam eder..

Değişim ve gelişim düşünceniz yoksa ve sadece körü körüne çevrenizdekilerle yetiniyorsanız kusura bakmayın kendinizi yalnızlığa mahkum etmişsiniz demektir..

Can Yücel ne güzel ifade etmiş Bağlanmayacaksın diye.. Evet bağlanmayacaksın çünkü bağlandığın kişiyle arandaki bağlar, o kişi sizden uzaklaşırsa bile sizi ona doğru çeker götürür. Bu bazen
ismen, bazen de cismen örnek bulur kendine.Siz sıkı sıkıya bağlanırsınız çok seversiniz. Gitmek, kaybolmak gibi ihtimalleri sorgulamazsınız, sorgulamak bir kenara aklınızın ucundan bile geçirmezsiniz..

Halbuki kaybetmenin bilincinde her an herşeye açık olmalısınız. yıldızlar da kayar durmaz yerinde sözü gitmenin ve kaybetmenin en güzel mısra-i şeklidir..
Aya renk, ahenk ve güzellikler katan yıldızlar onun yörüngesinden çıkıp, görüş mesafesinden uzaklaşıp, kayıp düştükçe yalnızlık kendini hissettirir ve ay yalnızlaşır. Fakat bu yalnızlığa sebep; kayıp giden yıldızlar değil Ay ın kendisidir. Onlara bağlanış şeklidir, kapalılığıdır, onlarla yetinişidir..
Yıldızlarınızı yani arkadaşlarınızı, eşinizi ve dostlarınızı an gelir yanınızda bulamayabilirsiniz. Tıpkı şairin dediği gibi;

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür...

Atilla İlhanın da ifade ettiği üzere hayatınıza renk katan şatârâbân öldü mü ne tat kalır hayattan ne de lezzet..

Dört duvar arasına sıkışmış prangalı bir müebbet mahkumundan farklı olmaz haliniz. Perdeleri kapanır hayat sahnenizin, seyirciler salonu terkeder.. Ve hayatınızda kendine o ana dek yer bulamayan, hayat sahnenizde figüran bile olamayan yalnızlık bu saatten sonra hayatınıza hükmetmeye başlar.. Saç-baş dağılır, sakallar uzar, gözler güneşi tanımaz olur.. Yanıbaşınızda sessizlik, karşınızda çalmayan kapı açılmayan pencere.. Hayatınız sigara dumanında bu dört duvar arasında sisli bir yalnızlık yaşar, adam gibi bir yalnızlık..

Şatârâbân ölmüştür,
Yıldızlarınız kaymıştır,
Ay parlaklığını kaybetmiş
Beklide o an kaybetmenin ne olduğunu anlamış
Hayatınız neşesini yitirmiş
Sahneniz boş,
Kahramansız kalmıştır, seyircisiz..
Dağbaşı yalnızlığınız haddini çoktan aşmıştır...

Yıldızları tükenmeyenlerden olmanız dileğimle..

(Ağustos 2012 Edremit Sahili-Van)

Emrah Çıkar
Kayıt Tarihi : 2.8.2012 15:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Emrah Çıkar