derin sessizlikteyim
icimdeki yalnızlık tutuşuyor
söndüremiyorum
ay tutulması gibi
yüreğim
yalnızlığım
sessizliğim
Elmas karası gözlerin
Gözlerin dağlara tırmanır gibi
Dalgalarla dolaşıyorum
üstümden çığ çığ gecip gidiyor
Yıkılası dağlar
Duraksiz yollarda gibiyim
Seni beklerken
ne bir Mozart
ne bir Vivaldi
Duymuş değilim
Seni gormek gibi suskun
Seni gormek gibi sancılı
Seni beklemek gibi
Sahipsiz şehirlerde
Yaslarda gibi dünkü şehir
Derin yalnızlıklarda
Sararmış çiçeklerin
Hıçkırır gibi dallar
Binlerce tohum patlamış gibi
Suskun
Yorgun
Özlem dolu
Şimdi ellerim
Şimdi gözlerim
Şimdi
Yoksulluk su vermiş gibi yüreğimde
Öyle büyüyor
Öyle büyüyor
Öylesine büyüyor
Sensiz
Kayıt Tarihi : 18.5.2001 14:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
içindeki yalnızlık tutuşur hep onun.
'söndüremiyorum' der ama yine de dimdik ayakta olduğuna bakarsanız 88 yaşında, söndürmüş diyebilirsiniz rahatça. Yoksa adamı öldürür bu sevda.
Ben Kafalı'nın şiirlerinde, önce de bir kaç sez söylediğim gibi imge yüklü dizelere tutuldum. Bakın onun yüreği de 'ay tutulması' gibi. Tutulan ay nasıl olur? Kapkara. Demek ki aşk karatmış yüreğini şairimin.
'Gözlerin dağlara tırmanır' Buyurun, buna ne diyeceksiniz? Ben şunu derim. Keşke bu dizeyi ben yazmış olsaydım. Keşke benim de dağlara tırmansaydı gözlerim...
'Seni gormek gibi suskun
Seni gormek gibi sancılı
Seni beklemek gibi
Sahipsiz şehirlerde
Yaslarda gibi dünkü şehir '
Şirin tümünü kazıdım belleğime.
Şiirini seviyorum Ressam Kafalı. Senini şiirin benim şiirim. Bunu niçin söyledim. Çünkü ben hoşlanmadığım şiirler için, şairlerini kırmamak amacıyla, 'Senin şiirin benim şiirim değil' derim. Ama yineliyorum Rezzan'ın şiiri benim şiirim.
FEV
TÜM YORUMLAR (1)