Belen kahvesinde
Troy’a sefere giden Akha'lıların bıraktığı Philolektesim
Öylece yalnız…
Öylece yaralı…
Öylesine umarsız...
Laistrygon’ların yaşadığı adayı geçiyoruz…
Derken, vuruyorlar güneşi
Ufuk turuncu bir kana bulanıyor,
Sek içtiğim rom genzimi yakıyor…
Yıllar önce oje sürdüğün
Sol elimin tırnaklarını yiyorum
Uzun zaman aradan sonra ilk defa
Kanarcasına
Kanatırcasına tırnaklarımı
Ve kanatırcasına kalbimi yiyorum
Kan kusuyorum
Deniz kana bulanıyor
Ufuktaki kan gölüne dökülüyor
Kan gölünden bir yelkenli beliriyor
Arkasından bir tane daha
Odysseus’un ve Akhilleus oğlu
Neoptelamos'un yelkenlileri
Dümen suyumuzun peşi sıra
Öylece yalnız,
Öylece yorgun,
Öylesine umarsız beni
Alıp götürüyorlar
Bir elma yüzünden başlayan savaşın ortasına.
Paris vurmuş Akhilleus'u,
Anası Themis’in tuttuğu bileğinden
Almış abisi Hektor'un öcünü, seviniyor,
Helene'i görüyorum- dünyalar güzeli, bir içim su -
Surların üzerinde,
Seviniyor...
Zeus kurmuş terazisini Olympos'un zirvesine
Kan kusuyor kefesi
Ölüm kusuyor
Ben kan kusuyorum
Deniz kana bulanıyor
Telepylos limanı gittikçe uzaklaşıyor
Ellerin ellerimden uzaklaşıyor
Belen kahvesinde
Öylesine yalnız…
Öylesine yorgun…
Öylesine umarsız...
Zafer Yıldırım
Kayıt Tarihi : 23.9.2019 12:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zafer Yıldırım](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/09/23/yalnizlik-senfonisi-46.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!