Yalnızlık ne biliyormusun?
Insanın kendisiyle kavgasıdır yalnızlık.
Uzun caddeleri tek solukta
Ve korkar adımlarla yürümektir.
Şehrin güneşlerinden arınıp
Soyut dallarında yoksun biçimde açan çiçeklerin
Baharlara çıkamaması yalnızlık.
Süslü kelimelerin içten kimsesizliğine
Bir şarkıyı sığdırıp
Iki kişilik düşünememek yalnızlık.
Uzak taşra kasabalarının
Varoş sokaklarında dilenen çocukların
Avcunda biriktirdiği bozuk paralar kadar
Cebe sığmayacak bicimde mutluluklardır yalnızlık
Annemin göğsünde bir kurşun yarası kadar
Derin ve sessiz sızlayan evlat acısını
Duvarda ki fotoğrafların
Ölü gülümsemelerine gömmesiydi yalnızlık
Satırlarımın kimselere çıkmamasıydi
Bir cesedin üzerinde soluklanan parmak izinin
Aynalara yansıyan korkunç sessizliğiydi
Zamanın girdabına kapılmış
Bir babanin sakallarına düşen beyazlık
Ve belinin o masum kamburluğuydu yalnızlık
Şimdi ben dört duvar arasında kimsesiz
Soluksuz ve ölesiye yazmaktayım
Ve satırlarıma düşen
Üç kelimenin iki boyun bükülmüş
Kara kalemiydi yalnızlık.
Gökcan Baştımar
Kayıt Tarihi : 12.4.2018 05:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!