Yalnızlık, çoğu zaman yanlış anlaşılan bir hal. Sanki bir şey eksikmiş gibi... Sanki tamamlanmak için illa bir başkasına ihtiyaç varmış gibi öğretiliyor insana. Oysa bazı anlar vardır ki, kalabalığın ortasında bile daha yalnız hissedersin. Ve bazı yalnızlıklar vardır ki, içinde o kadar sen vardır ki... Başkasına ihtiyaç bile duymazsın.
Çünkü yalnızlık, çoğu zaman bir kaçış değil; bir buluştur. Kendinle. Gerçek düşüncelerinle, bastırdığın duygularla, unuttuğun hayallerinle. Sessizlik içinde kendi sesini duymaktır. Yavaşlamaktır. Koşturmaktan vazgeçmektir. Ve belki de ilk kez, dışarıda değil içeride huzur aramaktır.
Yalnızlık korkutucu değildir aslında. Sadece biz ona anlamlar yüklemişiz. Eksik olmak, terk edilmek, unutulmak... Oysa yalnızlık çoğu zaman bir özgürlüktür. Kendi kararlarını alabilme, kendi enerjini koruyabilme ve kendini sevebilme şansıdır.
Bazen birilerine ulaşmak istersin. Yazarsın, beklersin, özlersin. Sonra bir şey olur. İçinden gelen bir dürtüyle her şeyi silersin. Mesajları, niyetleri, umutları... Ve ardından bir sessizlik başlar. O sessizlik sana iyi gelir. Nefes alırsın. Çünkü o an fark edersin: Kimseden gelmeyen şeyleri, artık kendinden bekliyorsundur. Ve belki de ilk kez güçlü hissedersin. Bağımsız. Tamamlanmış.
Yalnızlık, başkasında aradığını aslında kendine verebildiğini göstermenin en güçlü yoludur. Bir eksiklik değildir. Kendine dönüşün ta kendisidir.
Ve kimse gelmese de…
Sen hep oradasındır. Ve bu, çoğu zaman yeterlidir.
Kayıt Tarihi : 11.7.2025 01:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!