Sen hiç yalnızlığı hissetin mi
Ete kemiğe bürünmüş bir yalnızlık
Uykularını çalıp kaçtığı oldu mu
Gecede bıraktı mı hiç burukluk
Söyle hiç yağmurda düşsüz ıslandın mı
Bilir misin hayalerinde tek olmak nedir
Ya da onlarca derece varken
Hiç sıfırda kaldığın oldu mu
Bir yalnızlık vardı hiç ben yoktum
Yüzümü yalnız ayın karanlık tarafına döndüm
Olmayacak güzelikte bir yalnız gördüm
O soğuk yatakta döndüm döndüm durdum
Bilmem kaç bahardır bir fide görmedim
İki kişilik bir hayal de kurmadım
Hep aynalar söyledim ordan dinledim
Zaten yemeğimi de hep böyle yerim
Yalnızlık kalbe saplanmış bir oktur
Dur arama boşa bundan ötesi yoktur
Bilmem ne zamandır böyle soğuktur
Söyle üşüdün mü hiç bu kadar
Bu kadar dediğime bakama bir ölçü yok
Her gecede bir adım ötesine gidiyorum
Ve her adım bir öncekinden soğuk
Zaten artık bende kendim yürüyorum
Bazen bir düş oluyorum bir dağın zirvesinde
Bazen bir yılan ta cehennem deliğinde
Sonra ve sonra bir seyahın heybesinde
Düs oluyorum o hayalden bu hayalle
Bir ışık zeresi gibi dolaşıyorum dünyayı
Şuursuz zamandan yoksun bir zerre
Bıraktım artık bir yerde olmayı
Arama artık beni boşuna sende
Şimdilerde yalnızlık bir dağ esintisi
Hiç mevsim değiştirdiği olmuyor
Düşümde herşey yavaş yavaş soluyor
Umutlara sığınacak bir gölge bulunmuyor
Arık yalnızlığın prangası ayağımı kesiyor
Bilmem hangi çölde leşşim yeniyor
Yırtıcılar her parçamı ziyan ediyor
Yalnızlığın böyle bir şey olduğunu kimse bilmiyor
Anımsamıyorum artık kaçıncı gündeyim
Söylesene kaçıncı bendeyim
İnsafsız kaç ölüm daha göreceğim
Söyle artık söyle ben de bileyim
Bitsin artık bu yalnızlık
Oldum bu düşe aşık
Geçmiyor boğazımdan bir kaşık
Ben pencerndeki o sarmaşık
Kayıt Tarihi : 25.4.2021 02:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!