Yalnızlığın bir dili vardır. Paslı, buruk ve kekremsi, acı su tadındadır. İnsan tenhalaştıkça, karanlığın korkusunu duyar ta iliklerinde, sevdiklerinden koptukça, insan sesinden uzaklaştıkça bir katran denizine bulanır kalır ayakları. Kımıldayamaz olur, battallaşır kelimeler susmaktan. Bir kurt kemirir durmadan yüreğini ve belleğini, bir kurt ki, yok etmenin tadını sürgit uzatır gider. Yalnızlığın da bir dili vardır, insansızlaştıkça unutursunuz heceleri, harfleri, kelimeleri en acısı da hayatı unutursunuz.
Yaşadıklarınızı, anılarınızı, yaşayamadıklarınızı, “bir gün yaşayabilirim” olasılığıyla yüreğinizin bir köşesinde, “bir gün belki” diye belleğinizin en ışıklı yerinde diri tuttuğunuz umudunuzu da kurutur bu yalnızlık.
Yalnızlığın dili acımasızdır. Tenhadır. Bir yılan gibi sinsice sokulur yanınıza. Duvarlara bakarsınız, pencerelere, bazen gözlerinizi tavana dikersiniz görmez gözlerlerle. İşte tam orada insan olmanın ayrıcalığıdır; doğaya uzatırsınız ellerinizi. Yaralarınızı sarsın diye, avutsun diye sancıyan yüreğinizi bir mengene sıkarken. Gökyüzüne kaldırırsınız başınızı, mavi veya lacivert rengi hiç önemli değildir. Hiç önemli değildir gökyüzünde asılı duran güneş veya ay. Önemli olan doğanın esintisidir, bir damla su gibi süzülüp rahatlatan sizi. Kar veya yağmur hiç fark etmez, ama ille de gökyüzüne doğru süzülen bir kuş kanadı, ille de özgürlüğün simgesi o kanatlarda sonsuzluğa akıp giden bir kuş sürüsü. Doğa-umut-insan, galiba en çok bu üçlemde yaşam nirengi noktasıyla kucaklaşıyor.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Doğadan uzaklaışınca insan özündende yani topraktan uzaklaşır ve yabancılaşır kendine yanlızlaşır..özgürlükle sevgiyle...bedenine ve ruhuna sağlık...
ilgiyle okudum..
acaba insan doğaya yöneldiği için mi yalnız kalmak istiyor..yoksa yalnız kaldığı içinmi doğaya yöneliyor..
acaba farkettiği şeylermi onu çekiyor yalnızlığa..
acaba herkes yalnızlıktan mutsuzmu..
eserinizin bana sordurdukları..
selamlar..
Güçlü bir içsellik ve hümanist düşünceler yumağı..kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta