Rüyalara vurulan kelepçe, ah o cinnet düğümleri
Yalnızlığın aynasında dalgalanan tülden minyatür
Sönmüş çerağ, taflan saçlı çocuk ve eriyen ufuk
Kekremsi gülüşler bırakan kiraz vakti akşamlara...
Bir yanım can çekişen zaman ve efsunlu gece
Karanlık suçlar sokağında bilmeceler masalsız
Mermer yataklarda nabzı tutulan ışıltılı hüzün
İncinen uzaklıklar, gelmeyen yarın ve dudakta sızı...
Şehrin bütün kollarında gidişlerin buruk tadı
Tunç sabırlar, deli çıbanlar, muhacir tebessümler
Bozulmamış uykularda patlayan sadece yalnızlıklar
Ve tül ve alev ve en serin yerinde sönen güneş...
Uzak şehirlerden el sallayan sadece ıssız rüzgar
Saçını tarayan dalga yalnız, yağmalanan gülüşler
Efsunlu karanlıklar, ince hüzünler ve yorgun yürekler
Yalnızlığın aynasında düğümü sırlı, muhteşem tezhib...
Çöz sırların düğümünü, aşkın izi kalsın dudakta
Yorgun düşsün yalnızlık, aksın yüreğindeki yaldızlar...
Kayıt Tarihi : 7.5.2003 01:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Özcan Ünlü](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/05/07/yalnizlik-109.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!