Yalnızlığınız Neyle Dolu - Kavl-i Garib ...

Engin Demirci
1001

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Yalnızlığınız Neyle Dolu - Kavl-i Garib Çoban

Yalnızlığınız Neyle Dolu?.. - Kavl-i Garib Çoban

Bu ölümlerden dirilebilmek için.
Çocuklukta artık bize faydası olmayacağını düşünerek bir kenara bıraktığımız o temel masumiyetimize ulaşmamız gerekiyor.
Masumiyet, dirilişin anahtarıdır.
Çünkü her türlü trajediyi ortadan kaldırarak yeniden doğmamızı sağlayabilir.
Çocukluğumdan beri, ben diğerleri gibi değildim.
Sevgiyi, başkalarının gördüğü gibi görmedim.
Ve sevdiğim her şeyden göçüp gidiyorum.
Onu yalnızken sevdim.
Şimdi yüreğim yaralı, onun minnet ettiği putları çoğaldı.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Ölmüşsün, hala nefes alıyorsan bile.
Hayata değer vermeyi öğrenmek için birkaç kez ölmek zorunda kaldım.
Ve ölmekten bahsettiğimde mezarlık bekçisiyle tanıştım.
İhtiyaç duyulan her şey sahtedir.
Var olmaktan çıkmaktan bahsetmiyorum. Ruhunuzu öldüren durumlar vardır.
Ve nefes alırken bile ölürsünüz.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

İnsanoğlunun en büyük hatasının.
Kalbinden gelmeyen şeyleri kafasından çıkarmaya çalışmak olduğunu anlayabilen insanları severim.
Benim gibi yalnız bir insanları , herkesle paylaşmayın.
Kendine değil putlara değer verenler arasında bazen kendinden, günlerce özür dileyesin gelir.
Ne aşk ne de delilik, ecel tasından içmek gerekir ölüm gelmemişken cana.
Çok nadirliği ve bilinmezliği hariç.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Senden önce ben de böyleydim.
Sen vardığında ben aynı yolda yürüyordum.
Sokaklarda dolaşıp aynı şeyleri yiyordum.
Sen gelmeden önce bile.
Zaten sana aşıktım.
Ve bazen, az değil, seni sanki özledim.
Sana ihtiyacım olduğunu biliyordum.
Belki bir gün sana artık seni sevmediğimi söyleyeceğim.
Ama ölümden sonra da seni sevmeye devam edeceğim.
Ve belki de o vedada, sevginin bizi birleştirdiğini.
Ama hayatın bizi ayırdığını anlamayacaksın.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Şimdi bu hazan benim.
Ben hayatım boyunca bir çok insan sureti bedenler arasında bir o k/adını aradım.
Aşka teheccüt vakti teslim olmayana, şems vakti gönül teslim edilmez.
Gözünü süsleyenle, putunu süsleyenler arasındaki fark nedir?.. dedi Deliler Şeyhi
Kalu belada verdiği s/özünü teheccüt vakti gönlümdeki maideyle süslememdir dedim.
Söz bazen öyle faydasız oluyor ki, insana verilmeseydide olurdu.
Çocuk deyip geçmeyin, her şeyi öğreneyim ama bitmesin dersiniz.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Geceyarısı bilmeceleri ve daha fazlasını sunar.
Güzel ahlaklı olmak, anlık olarak doğdu, her şeyi yüceltmek için yaşıyoruz.
Empati, şu anda tam da eksik olan şey bu.
Aklıma gelen ilk kelime bu.
Acaba aşkda o kadar akıl yok mu ki, bu garibin peşine düşmüş.
Birbirlerini işitmeyen ne çok sağır gönüllü insanlar.
Kendine saygısını yitirmiş, putlarına tapanların arasından giderek haddimi bildim.
Zihnin çalkantısına en iyi gelen şey öğrenmektir.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Asla başarısız olmayan tek şeydir.
Yaşlanıp titreyebilirsin, damarlarının çalkantısını dinleyerek geceleri uyanık kalabilirsin.
Tek aşkını özleyebilir.
Ve bir canavar yüzünden paranı kaybedebilirsin.
Etrafındaki dünyanın tehlikeli deliler tarafından harap edildiğini görebilirsin.
Veya onurunun en aşağılık zihinlerin lağımlarında çiğnendiğini bilebilirsin.
Böyle durumlarda yapılacak tek şey vardır: öğrenmek.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Bana çok şiirsel gelen bir diğeri karşılıksız sevgi.
Işığı ve gölgeyi, görüneni ve sırrı birleştiriyor.
Tıpkı bir aşık gönlün tablosu ya da alacakaranlıkta bir yaz akşamı gibi.
Yaşlanmayan bir şair bana her zaman şiirlerin bir ruhu olduğunu söylerdi.
Eğer sadece birini seçmek zorunda kalsaydım.
Geçici derdim!..
Kırılgan, gizemli bir yanı vardır.
Tıpkı dağılan bir buhar ya da yavaş yavaş silinen bir anı gibi.
Hem onları yazanların hem de onları okuyup onlarla birlikte hayal kuranların ruhu.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Mükemmellik beni tiksindiriyor.
Toplumun yarattığı klişelerde mükemmelliği arayan tüm bu kadınlar ve erkekler midemi bulandırıyor.
Kişiliği ve öz sevgisi olmayan, lanet olası et mankenleri.
Aynı kıyafetler, aynı müzik, aynı ifadeler, aynı yemekler, aynı maskaralıklar, aynı arabalar, aynı hayatlar.
Ve sonunda?..
Aynı kitlesel sinir intiharları.
Çünkü bir otomat gibi yaşamak şüphesiz intihardır.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Aşk öngörülemezdir.
Artık ummadığımızda gelir, kaçınılmaz olduğunu düşündüğümüzde kaybolur.
İstediğimiz kadar uzun süre dayanmaz ve kalıcılığı yoktur.
Acımasızcadır, abartma kendini.
Ve unutma ki, hikayeye ancak yolda rastlanır.
Çoğu zaman bir fedakarlık meselesidir.
Aşktan ölebileceğimize inanmıyorum.
Ama onu kaybetmek bizi yok eder.
Ve onsuz kuru, gri taşlara dönüşürüz.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Herkes aynı olduğunda, herkes hiç kimsedir.
Mükemmellik, yalnızca hayranlık duyulmak amacıyla kafeste yaşayan, yiyen, dışkılayan ve ölen küçük bir kuştur.
Özgür yaşamak istiyorum, donmuş, soğuk, aç ama özgür.
Benim bir ailem varmış, bu şiirlerin içinde.
Şimdi gidiyorum, senin için.
Ne kadar kaçarsan kaç putların çoğalır.
Yok olmak için hayat yolunu bul.
Benim her şeyim hepte yarım kaldı.
Hiçi bulmak için, bir insana bu kadar yük yüklenir mi?..
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Gel bakalım bir tanışalım seninle, ne oldu acı mı çekiyorsun neren acıyor gir şu kabre, ben seni iyileştiririm birazdan şifanı bulursun dedi Mezarlık Bekçisi.
Bu dünya bir şüphe, geçen zaman çocuğum.
Ben yeterince acı çekmedim mi?..
Bir tek senin hakkın kalsın, ne cehennem ne cenneti hep Araf’ı isterim.
Teheccüt vakti seninle konuşmak istiyorum dedi Deliler Şeyhi.
Ne konuşacağız, beni duymuyor ki dedi Aklı Kıt Adam.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Birisi için ilk kez bir şey yaptığınızda, onda minnettarlık duygusu yaratırsınız.
İkinci kez yaptığınızda ise beklenti yaratırsınız.
Kişi, bunun tekrarını bekler.
Üçüncü seferde, zaten beklenti yaratmışsınızdır.
O kişi hâlâ verdiğiniz şeyi almayı beklemektedir.
Dördüncü kez, liyakat yaratırsınız.
Kişi, kendisine verdiğiniz şeyi hak ettiğini düşünür ve daha fazlasını almak ister.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Beşinci kez bağımlılık yarattığınızda, o kişi artık ona verdiğiniz şey olmadan iyi yaşayamayacağını hisseder.
Hüzün veya güzellikle dolu bir şımarık o.
Altıncı seferde, karşılıklılık olmadığını anlarsın, karşılığında hiçbir şey almazsın ve vermeyi bırakırsın.
Sonra yarattığın şımarık insan, onlara bu kadar ihtiyaç duydukları şeyi vermediğin için sana kızar.
Tutunacak bir dal arayan insan, ağacın kendisi olduğunu yıllar sonra anlar.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Ve sonunda, hak ettiklerine inandırdığın şeyi vermeyi bıraktığın için senden nefret etmeye başlar.
İşte bu yüzden verirken sınırın ne olduğunu bilmemiz gerekiyor.
Çünkü karşıdaki alma konusunda sınır tanımıyor.
Bilgelikle söyleyebileceğin şeye zehirle karşılık verme.
Her şey tepkini hak etmez.
Öfkeyle karşılık vermek seni başkalarının hatalarına zincirlerken, kendini ölçülü bir şekilde ifade etmek kendi özgürlüğünü seçmektir.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Kaçan bir insan her zaman korkak olarak değerlendirilmemeli.
Artık dayanamayacağın bir yerden ayrılmak, seni inciten birinden uzaklaşmak, seni asla senin kadar sevemeyecek bir şeyden vazgeçmek cesarettir.
Hak ettiğimizden daha azı bize sunulduğu için geri çekilmeyi ayırt etmeyi öğrenmeliyiz.
Çünkü mücadelenin bir sınırı vardır.
Başkalarının güçlerini göstermek için kullanmadığı zayıflıklarınızı gösterebildiğiniz gün sevileceksiniz.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Çünkü bazen kaçmak korkaklara göre değildir.
Bazen aynı şekilde karşılık verme isteği çok güçlüdür.
Sanırım daha çok okumam gerekiyor dedi garib.
Neden? diye sordu Aklı Kıt Adam.
Çünkü çok okursanız yazmaya vakit bulamazsınız dedi Deliler Şeyhi
Her saygısızlığa, her zalimce davranışa aynı şekilde karşılık vermek.
Ama sonra durup gözlemliyorum.
Hayatlarını, mücadelelerini görüyorum ve dünyanın onlara yeterince ceza verdiğini anlıyorum.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Bazı savaşlar sözle değil, sessizlikle verilir.
Sonunda herkes içindekini verir.
Ben zararı karşılamayı değil, ilerlemeyi seçiyorum.
Eğer ölüm başkalarının düşüncelerini de hesaba katsaydı, çok daha fazla iyi insan ölürdü.
Sevdiğimiz birinden, bizi sevmediği için kaçmak cesaret gerektirir.
Sevilmediğimiz, değer görmediğimiz, mutlu olmadığımız yerde kalmak...
Bu korkakça!..
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Dünya sana süslü püslü gelmiyorsa.
Hazları aklını başından almıyorsa.
Sevenlerini eğlendiren sana kerih görünüyorsa.
Anla ki korunmuşlardansın!..
Âhirete inanmayanların yapıp ettiklerini şüphesiz kendilerine süslü gösterdik,
Bu yüzden şuursuzca eğlenip dururlar. Neml-4)
Sadakat bir zorunluluk değil.
Her nefes alıp vermek için bir tercihtir.
İlkelerinizde, ilişkilerinizde ve amacınızda kararlı olmak demektir.
Sadece başkalarına değil, inandığınız değerlere de sadakattir.
Her insan beşerdir.
Ama her beşer insan değildir.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Ve her ateşin er ya da geç söneceğini söyleyen kişi yanılıyor.
Kader onları pençesiyle boğana kadar ateş olan tutkular vardır.
Ve o zaman bile, oksijen verildiği anda tutuşmaya hazır sıcak közler kalır.
Karşılıksız sevenler kartallara benzer, yuvalarını yüksek ve derin bir yalnızlığa, ruhlarının sessizliğine kurarlar.
O gidenler çiçeklerime aşık oldu.
Pes eden zaten yenilmiştir, savaşan, kaybetse bile yenilmezdir.
Ve sonbaharda ne yapacağını bilemedi.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Gerçeklik sıkıcı ve üzücü olduğunda, güzel bir hikaye uydurup bana anlat gelişin gibi.
Sen çok iyi bir yalancısın, bundan faydalanmamak büyük kayıp olur.
Çünkü verme ve alma arasındaki denge kaybolmuş.
Yaşam kaybettirerek öğretir her şeyi, cennet bile önce ölümü ister.
Seni arayanlara değer ver.
Seni bulanları sev.
Ve sadece seni bırakmayanları sev.
Belki de bu dünyaya aşkı aramak, onu bulmak ve tekrar tekrar kaybetmek için geldik.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Her sararmış savrulan yaprakla, sonbaharda aşkla yeniden doğuyoruz.
Ve her baharda aşkla sona erdiğinde içimizde bir yara açılıyor.
Gurur yaralarıyla doluyum.
Mutluluk gürültülü değildir.
Bu sessiz bir an, yapraklar savrulurken.
Kalbin şunu söylediğinde aşıksın, şimdi iyiyim.
Disiplin, canınız istemese bile yapmanız gerekeni yapmaktır.
Tembellik ve kaprislere karşı kazanılan günlük zaferdir.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Kendimi ozanların dünyasına ışınlanmış gibi hissettim.
Binlerce unutulmuş aşk sonesinin iğrenç klişelerinde dolaşıyordum.
Yandım, tükendim, bayıldım, dilim tutuldu.
İnsan dışındaki her şeyle meşgul olun.
Ve tüm bunlar en tatsız ortamda gerçekleşti.
Sevilmemek bir talihsizliktir.
Yaşarken de öyle, özünde mutsuz bir hikayedir.
Ne gördüğümüz büyük ölçüde ne aradığımıza bağlıdır.
Asıl talihsizlik, sevmeyi bilmemektir.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.

Bütün faziletlerin temeli budur.
Tanıdığını sandığın insanlarla tanışmaya devam edeceksin.
Aşk o kadar nadir bir olgudur ki.
Doğanın sizi mutlu etme gücünü verdiği kişiyle bir ömür boyu tanışmadan yaşayabilirsiniz.
Çünkü kim kendine hakim olursa yenilmez olur.
Sonuçta ölüm kimseyi unutmaz.
Hayat yolculuğunda ahiretliğini bulamayanlar, şeytanın yazdığı senaryoda rol arkadaşını bulur.
Çıkarttık dünya gömleğini, Hak Kerimdir yarına.
Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.
(Y.ed - O Burayı Okuyacak Olursa Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 7.10.2025 00:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Ey gönül, ebedi kalmayacak mülkü bir rüya say. (Hz. Pir Mevlâna k.s)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Masumiyet şart!
    Her yeni başlangıç için,
    O masum yıllara, çocukluğa

    Yeniden dönmek gerek!

    Ancak o zaman temizleniriz, ancak...

    Tebrikler Engin Bey..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)