Adını bilmediğim o kadar çok aşk yaşadım ki seni tanıyana kadar.
Kimisiyle günlerce konuştuk. Tüm kelimeler tükenip ayrılık dolu düşünceler satırlarımızı basana kadar susmadık ve en sonunda sessiz saatler başladı. Adı sevda olan camlarımızı taşlayıp yüreğimizi ayazda bırakarak kapıyı çarpıp gitti. Bir müddet ısınmayı denedik olmadı, ısınamadıkça soğuduk soğudukça kar kapladı tüm yolları. Sonra birileri beyaz oldu o beyazlarda birilerine giden kar beyaz yol oldu.
Bazısı sadece susmayı denedi benimle. Yüreklerimiz bir olmalıymış aşk denilen lisanda. Olur dedim ve biliyor musun onun da adını hatırlamıyorum. Biz sustuk ayrılık yaklaştı tam yüreklerimiz bir olacakken sonbahar çöktü bu şehrin sokaklarına. Ben namımı bu şehrin sokaklarını her sene yıkayıp hayatı dedem zamanının fotoğrafları gibi sarartan sonbahardan aldım.
Kimileri umut dedi bizi mutlu sona taşıyacak olan sevda gemisi. Tamam dedim ona da. Bindik umut bandıralı sevda flamalı gemiye. Önceleri kaptanlık köşkü oldu sorunumuz, sonraları benim yüzme bilmemem. Evet, umuttu bize mutlu sona taşıyacak olan ama bir flaması ve kaptanlık köşkü yoktu umut denilen varlığın. Çok geçmedi önce denizler kudurdu sonra kaptan köşkünü terk etti farelerden önce ve en sonunda battı umut bandıralı sevda flamalı aşk gemisi.
Şimdi sen geldin, hayatımın en kar basmış zamanında. Beyaz bir sessizliğin içerisinden batık umutlarımı çıkartmamı telkin ediyor o masum bakan ışık dolu gözlerin. Ve biliyor musun? Ben senin o masum gözlerini sade bir sessizliğin içerisinde kar beyaz umutlarımın arasında seyretmeyi ve seni daha sevmeden yalnızlığını yaşamayı istiyorum
Tunahan ErmihanKayıt Tarihi : 29.11.2004 15:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!